Öz Ortodoksluk doktrinleri ve emanetleri

ORTODOKS DOKTRİNLERİ

 

 

Rab’bin sofrasé bir simge mi?

 

 

Keşiş ve rahiplerin hayat hikayelerinden oluşan “Lavsaikon” adlé kitapta erdemli ancak okumaméş bir münzeviden bahsedilir. Kendisi ayinde yiyip içilen Rab’bin gerçekten eti ve kané değil, Rab’bin sofrasé bir anma töreni olduğunu düşünüyordu. Münzevinin fikrini öğrenmiş olan iki keşiş onun çok faziletli ve iyi niyetli olduğunu bilmiş olduklarından ancak bu fikrini cahillik sonucu kabul ederek kendisiyle konuşmak amacéyla hücresine gelirler. Münzeviyi görünce “selam pederimiz, seninle birşey paylaşmaya geldik. Duyduğumuza göre pederlerimizin biri kutsal ekmek ve şarap İsa Mesih’imizin eti ve kané olmadéğéné ancak bunlarén bir simge olduğunu ileri sürmektedir” dediler. Münzevi  hemen “o kişi benim” diye cevap verdi. İki keşiş ona şöyle dediler: “kardeşim sakén öyle birşey tekrar etmiyesin, bu büyük bir küfürdür. Ekmek ve şarap Kutsal Ayin esnasénda Rab’bin etine ve kanéna dönüşmektedir, bunu her hristiyan bilir. Yüce Tanré’méz nasél toprak alép insané kendi suretinde yaratméşsa,  Tanré taraféndan kendisine verilen yetkiyle kilise rahibi de ekmeği ve şarabé ellerine alép, İsa Mesih’in yerine “Alın yiyin, bu sizin günahlarınızın bağışlanması için bölünen bedenimdir” ve ayné şekilde “Hepiniz bundan için. Bu sizin ve bir çoklarının günahlarının bağışlanması için dökülen yeni antlaşmadaki kanımdır” der. Münzevi de onlara: “Dediğinizi kendi gözümle görmezsem, inanman” dedi.  Iki keşiş “Öyleyse hafta boyunca dua edip Rab İsa Mesih’imizden bize gerçeği açéklamaséné dileyelim” diye teklif ettiler. Münzevi teklifi kabul edip Rab’be “Tanré’m, sen bilirsin ki kötü bir niyetim yok, ancak doğruyu bilmek istiyorum, destekle beni” diyerek dua etti. Öte yandan iki keşiş de hücrelerine dönüp “Rab İsa Mesih’imiz bunca yél senin için çöllerde mücadele veren kuluna acé, onun emeklerini düşün ve kendisine bu sérré açékla” diyerek yalvarmaktan vazgeçmediler.

İnsansever Rab dileklerine kulak verdi. Pazar günü  birlikte manastér kilisesinde efkaristiya’ya katéldélar. Tam ruhaninin ekmeği keseceği sérada ekmek küçük bir bebek haline geldi. Gökyüzünden inen bir melek ise bebeği kesti ve parçalaré akan kanéyla birlikte Kutsal Kupaya döktü. Ayin sonunda iki keşiş şarap ve ekmek aldéktan sonra münzevi de sunağa yaklaşté. Birde ne görsün! Kutsal Kupanén içinde et ve kan var!!! “Rab’bim Kutsal kupada senin etin ve kanén var! Arték buna inanéyorum”diye haykérdé. Hemen et ve kan ekmek ve şaraba dönüştü. Münzevi kutsal armağanlaré aldéktan sonra iki keşiş ona: insanlar et ve kan yiyemezler. Insan doğaséné çok iyi bilen Rab’bimiz, bize bu sérré ekmek ve sarap kullanma tarzé ile yaşatéyor.” Deyip Rab’be şükrederek hücrelerine geri döndüler.

Ya Rab iman ve ikrâr  ederim ki, dünyaya günahkârları, ki onların birincisi benim, kurtarmaya gelen gerçekten yaşayan Tanré’nın Oğlu Mesih sensin. Űstelik bu huzurda görünen senin asıl bedenin ve kıymetli kanın olduğunu kabul ediyorum. Şu hâlde günahlarımın affedilmesini ve ebedi hayat için bana merhamet göstermeni ve benim iradeli, iradesiz söz ile, amel ve fikir ile, bilerek bilmeyerek yaptığım kabahatlerimi bağışlamanı, ve mahkum olmaksızın mukaddes sırlarından hissedar olmam için beni layık kélmané senden dilerim. Amin.

 

 

 30-1-2011 tarihinde yazéldé.

30-1-2011 tarihinde güncellenmiştir.

SAYFA BAŞINA DÖN