Öz Ortodoksluk doktrinleri ve emanetleri

ÖZEL GÜNLER VE BAYRAMLAR

 

BÜTÜN AZİZLERIN ANMA GÜNÜ

 

 

 

 

Pentikos’tan sonra birinci Pazar  

“İnsanların önünde beni açıkça kabul eden herkesi, ben de göklerdeki Babamın önünde açıkça kabul edeceğim. İnsanların önünde beni inkâr edeni, ben de göklerdeki Babamın önünde inkâr edeceğim.”

Mektup :

 İbranilere mektubu ; 11 ; 33 / 12; 2
Allah Azizlerini mucizelerle donatmış,
Allah’ı kiliselerden bereketliyelim.
Aziz Pavlus’un İbranilere Mektubundan alınan sözler;

Kardeşlerim; 33Azizlerin tümü iman sayesinde ülkeler ele geçirdiler, adaleti sağladılar, vaat edilenlere kavuştular, aslanların ağzını kapadılar. 34Kızgın ateşi söndürdüler, kılıcın ağzından kurtuldular. Güçsüzlükte kuvvet buldular, savaşta güçlendiler, yabancı orduları bozguna uğrattılar. 35Kadınlar dirilen ölülerini geri aldılar. Başkalarıysa Salıverilmeyi reddederek dirilip daha iyi bir yaşama kavuşma umuduyla işkencelere katlandılar. 36Daha başkaları alaya alınıp kamçılandı, hatta zincire vurulup hapsedildi. 37Taşlandılar, testereyle biçildiler, kılıçtan geçirilip öldürüldüler. Koyun postu, keçi derisi içinde dolaştılar, yoksulluk çektiler, sıkıntılara uğradılar, baskı gördüler. 38Dünya onlara layık değildi. Çöllerde, dağlarda, mağaralarda, yeraltı oyuklarında dolanıp durdular. 39İmanları sayesinde bunların  hepsi Tanrı’nın beğenisini kazandıkları halde, hiçbiri vaat edilene kavuşmadı. 40Bizden ayrı olarak yetkinliğe ermesinler diye, Tanrı bizim için daha iyi bir şey hazırlamıştı.
12/1İşte çevremizi bu denli büyük bir tanıklar bulutu sardığına göre, biz de her yükü ve bizi kolayca kuşatan günahı üzerimizden sıyırıp atalım ve önümüze konan yarışı sabırla koşalım.2Gözümüzü, imanımızın öncüsü ve tamamlayıcısı İsa’ya dikelim.

İNCİL :
Matta : 10; 32- , 37 – 38 / 19 ; 27 – 30
AZİZ MATTA İNCİLİNDEN ALINAN SÖZLER


32Rab öğrencilerine şöyle dedi: “İnsanların önünde beni açıkça kabul eden herkesi, ben de göklerdeki Babamın önünde açıkça kabul edeceğim. 33İnsanların önünde beni inkâr edeni,  ben de göklerdeki Babamın önünde inkâr edeceğim.”
37Annesi ya da babasını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. 38Oğlunu ya da kızını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. 39Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen bana layık değildir. 27Bunun üzerine Petrus Ona,“Bak”dedi,“Biz her şeyi bırakıp senin ardından geldik, kazancımız ne olacak?” 28İsa onlara, “Size doğrusunu söyleyeyim.” dedi, “Her şey yenilendiğinde, İnsanoğlu görkemli tahtına oturduğunda, siz, evet ardımdan gelen sizler, on iki sandalyeye oturup İsrail’in on iki oymağını yargılayacaksınız. 29Benim adım uğruna evlerini, kardeşlerini, anne ya da babasını, çocuklarını ya da topraklarını bırakan herkes, bunların yüz katını elde edecek ve sonsuz yaşamı miras alacak. 30Ne var ki, birincilerin birçoğu sonuncu, sonuncuların birçoğu da birinci olacak”


İNCİL AÇIKLAMASI ;

Pentakostan Sonraki Birinci Pazar

Bütün Azizleri Anma Pazarı


(Matta : 10 : 32 – 33 / 37:38 / 19 : 27-30)


İsa Mesih Her şey’dir; “Ey efendi, işte her şeyimizi bıraktık ve senin ardından geldik” Geçen Pazar kutladığımız Pentakosti (Kutsal Ruhun Gelişi) gününün anlamına mukabil olarak sunabileceğimiz bundan daha anlamlı ve daha güzel bir ibare olamaz. Pentakosti Pazarını takip eden bu ilk Pazar gününü Kilise, Bütün Azizlerin Anımsama günü olarak kutluyor. Azizlerin oluşturduğu bu bulut kümesi Pentakosti olayının tarihte devam eden bir olay olduğunu göstermektedir.
Kutsal Ruh ebedi bir etkendir. Ve bu semereler bunun en güzel ispatıdır. Göksel Babamızın Kuddus olduğu gibi, bizlerinde Aziz olmamız ve onun kutsallığına ortak olmamız Allahın isteğidir. Başlangıçta Kelam(Mesih) var idi. Kelam, ikinci kişi olarak Allah nezdinde idi. Bu’da Allah nezdinde devamlı bir ilişki ve sevgi idi. Kelam hep Allah’a yönelirdi. Ve bu Kelam beden oldu. Ve İsa insanların daima Allah’a yönelmelerini istedi. Diğer bir ifade ile insanların, Allah nezdinde Mesih’in sahip olduğu izzet ve görkem’e katılmalarını istedi. Mesih, Babanın iradesini gerçekleştirmek ve biz insanları kutsal Üçlünün hayatına ortak kılmak için geldi. Bütün davranışlarımı ve sevgimiz ile Allah’a yönelmeliyiz. Göklere yükselişten sonra Mesih, bizi Hakikatin tamamına götürmek için Kutsal Ruhu gönderdi. Hakikat Mesih’in kendisidir. Mesih bizimle Allah’a yönelir. Kutsal Ruh, Mesih’in başladığı işi devam ettirmek için Pentakosti gününde indi ve bize anlatılmaz bir sabırla haykırıyor: “Ey peder bizi güçlendir.” O halde Aziz kimdir? Aziz, gelin gibi Kutsal Ruh’la birlikte Mesih’e “Gel” diye haykırandır. Evet sen bizi çağırdın bizde senin ardınca geldik. Yuhanna’nın Vahyi’nde son kelimelerde ifade edilen tabir de böyle deniyor. Aziz, sevgi gücünü Allah’a doğru yönlendiren kişidir. Kutsal Ruh’ta bizi o yöne doğru iter ve yönlendirir. Kutsal Ruhun inişi, bizden canlı bir davranış istiyor ve bunu şu en güzel ifade ile belirtiyor: “İşte her şeyi bırakıp senin ardınca geldik.” Altın ağızlı Aziz Yuhanna bu ibareyi açıklarken şunu sorguluyor: “Neleri bıraktın ey Petrus? Yalnızca bir balık ağı ve balıkları değil mi?” Petrus devrinin büyüklerinden veya zengin biri değildi. Oetrus’un “Bırakma” eylemi ile gerçekleştirdiği sırrın özünde, Petrus’un her şeye olan sevgisini Mesih İsa’ya dönüştürmesi  yatmaktadır. Dul kadının vermiş olduğu Bir Metelik parayı Petrus’da takdim etmiş olsa da, biz her şeyi bırakıyoruz, bu şey küçükte olsa büyükte olsa önemli değil. Önemli olan Mesih’in bizim her şeyimiz olmasıdır. İşte Kutsallık budur. Kutsallık, ahlaki anlamdaki birçok kelimeden daha öteye bir anlam taşır. Hatta Hristiyanlık olarak isimlendirdiğimiz bir çok faziletli davranışlardan da daha yücedir. Bu sonucu, çok seven ve her türlü sevginin kendisi için Mesih olan bir kalbin sonuçlarıdır. Bu sevgi, başka bir sevileni inkâr etmeyi veya bir hicranı gerektirmez. Bu yüzden Mesih “Her kim benden çok severse beni hak etmez” dedi.Bu iki durumu açıklar: Birincisi Kalpteki Mertebeler, İkincisi bu sevginin tasnifi. Mesih bizi için her şey olunca buna aykırı olan bir başka sevgi reddedilir. Mesih İsa sevgisi önün-de, her tür sevgi veya bencil bir acıma duygusu yıkılır. Bütün sevgimizi, herhangi bir sevdiğimizle sunabiliriz. İbadet, şefaat ve hizmet olarak sunarız Zira bize “Benim sizi sevdiğim gibi sizde birbirinizi seviniz” diyen o değil midir? Bu bakış açısından Aziz olan kişi, yalnızca Mesih İsa’yı seven değil, fakat Mesih İsa’da her şeyi seven kişidir. Çünkü her şey, Mesih İsa’yı sevdiğimizi anlatabilmemiz için bir fırsattır. Özellikle de, her şeyin Mesih tarafından sevildiğini hatırlarsak ve Efendimizin onu, haç olarak taşımamız, mesaj olarak iletmemiz veya müjde olarak götürmemiz için onu yolumuza koyduğunu hatırlamalıyız. Aziz olan kişi yalnızca Rab Mesih İsa’nın elçisi olduğunu idrak eden kişidir. Her insan sevilendir, zira efendisinin sevgisinin konusudur ve Rabbimiz onu ona göndermiştir. Bizler doğurgan olduğumuzdan sonuna kadar evlatlarımızı severiz. Ve onları Mesih İsa’ya yöneltmemizden daha büyük bir sevgi olabilir mi? O halde bununla Kutsal Ruh’un işlerini devam ettirmeliyiz. Duygularımızı çocuklarımızda, Mesih İsa’dan daha fazla seversek, onları gerçek bir sevgiyle sevmemiş oluruz. Ayrıca, bu halde Rabbi de hak etmemiş oluruz. Aziz olan kişi, Tanrıyı o dereceye kadar sever ki tanrının sevdiği her şey onun içinde sevilecek bir unsur olur. Resul Pavlus bugünkü, İbranilere mektubunda şöyle diyor: “Tanıklar-dan oluşan bir bulut kümesinin etrafını sardığı bizler, üzerimizden bütün yükleri atalım……… İmanın tamamlayıcısı ve Reisi olan Mesih İsa’ya bakarak” Bütün bu azizlerle birlikte, Ey efendimiz biz her şeyi bırakıp seni takip ettik, diye haykıralım. Kutsal Ruh’la birlikte de “Gelin”e haykıralım:“Ey Rab Mesih Gel” Mesih İsa’nın her zaman cevabı “Evet”tir. Bize Hayır demez. Ey Göksel Kral gel ve içimize yerleş ve bizi bütün kirliliklerden arındır, içimizdeki sevgiyi pak eyle ki Azizlerinin yolunda olalım. Amin .

 

 

15-6-2014 tarihinde yazéldé.

15-6-2014 tarihinde güncellenmiştir.

SAYFA BAŞINA DÖN