Ortodoks Kilisesi'nde oruç, belirli gıdalardan ve gıda gruplarından sakınma biçimindedir ve bir nevi perhizdir.
Olağan zamanlarda (oruç tutulmasına izin verilmeyen özel günler dışında) haftanın iki günü (Çarşamba ve Cuma) oruç tutulur. Bunun dışında çeşitli oruç dönemleri vardır ve bu dönem içinde yortu gününe kadar her gün oruç tutulur.
Ortodoks Kilisesi, bazı günler oruç kurallarını yumuşatır. Örneğin, Paskalya'ya hazırlık dönemindeki iki yortu gününde balık yenmesine izin verilir. ( 9 Mart’ta Sévas şehitlerin anma gününde ve Dallar Pazaré’nda-Paskalya’dan tam bir hafta önce).
http://www.oodegr.com/tourkika/synaksaristis/agioi40martyres.htm
http://www.oodegr.com/tourkika/eortes/kyriaki_baiwn.htm
İnancımıza göre, oruç bir zorunluluk değil, insana yararlı olan mükemmel bir seçimdir. Sağlığı el veren ve engeli bulunmayan her Hristiyan oruç tutmalıdır; ancak bu öneriden sonrası kişinin seçimine kalmıştır.
Doğu Kiliselerinde sıkı kurallara dayalı oruç sistemi varlığını korumaktadır; Batı'daki Kiliseler ise oruç sistemini hafifletmiş ve sadeleştirmişlerdir. Örneğin, Roma Katolik Kilisesi'nin takvimine göre senenin iki gününde oruç tutulur ve Paskalya'ya hazırlık dönemindeki Cuma günlerinde et yenmez.Kilise takviminde Çarşamba ve Cuma günleri (Kilise'nin oruç tutulmayacağını söylediği özel durumlar hariç) hep oruç günleridir. Haftanın iki günü oruç tutma geleneği Yahudilik kökenlidir.Ferisi ayakta kendi kendine şöyle dua etti: 'Tanrım, öbür insanlara -soygunculara, hak yiyenlere, zina edenlere- ya da şu vergi görevlisine benzemediğim için sana şükrederim. Haftada iki gün oruç tutuyor, bütün kazancımın ondalığını veriyorum.' (Luka 18:11-12)Yahudilikte oruç günleri Pazartesi ve Perşembe iken, Hristiyanlar Çarşamba ve Cuma günü oruç tutarlar. Bunun sebebi de Rab Yeshua'nın bir Çarşamba günü ihanete uğraması ve Cuma günü çarmıha gerilmesidir.
ORUÇ’UN FAYDALARI
Bir çok hristiyan, azim ve kutsal olan orucun faydalarını bilmiyor. Onlar oruç tutuyor, yada faydalarını bilmediklerinden tutmuyorlardır. Lakin orucu, hüzünle değil sevinçle karşılamamız gerekir. Çünkü oruç bizim için korkunç değil şeytanlar için korkunçtur. Cine tutulan bir insan için oruç tutun ve cinin, korkudan nasıl donacağını görün. Görünmeyen kelepçelerle nasıl kelepçeleneceğini görün. Hareket etmeyen bir kaya gibi donacaktır. Bunun için Rab Mesih bizleri bu ayetle uyardı. «Ama bu tür cinler ancak dua ve oruçla kovulabilir.» (Matta 17:21) Eğer oruç kurtuluşumuzun düşmanını kovuyor ise, ozaman oruç bizim için korkunç değildir, hayatımıza hükmetmek isteyenler için (şeytan) korkunçtur. Onun için oruçtan korkmamamız gerekiyor, tam aksine onu sevmemiz ve kucaklamamız gerekiyor. Eğer bir şeyden korkmamız gerekiyor ise, o günah ve oburluktur. Örneğin: içki içip sarhoş olduğunu düşün, yada oruç tutmayıp yasak olan yemekleri yediğini düşün ve tam aksine oruç tuttuğunu ve ne kadar mutlu olduğunu düşün. Çünkü oruç seni her türlü kötülükten kurtarıp ruhsal hürriyete kavuşturuyor. Eğer oruç bizlere, düşmanlarımıza karşı dayanma gücünü veriyor ise ve ruhsal hürriyetimize kavuşturuyor ise, ondan daha fazla ne bekleyebiliriz ki? Sadece ruhbanlar değildir orucu kendilerine bir dost gibi seçen, bu dünyada yaşayan çok sayıda hristiyan orucun kanatları ile göklere yükseldi.
Sizlere Eski Ahid’in iki yüce peygamberini hatırlatmak isterim. Hazreti İlyas ve Musa. Bu iki aziz peygamberin, yaptıkları iyi işler sebebi ile, Tanrı katında çok değerleri vardı. Ama Tanrı ile görüşmek istediklerinde önce bir süre oruç tutuyorlardı ve oruç onlara, kutsal olan Tanrı ile görüşmelerini sağlıyordu. Hatta peygamberlerden çok daha evvel, insanın yaradılışında, Tanrı ilk insanı yarattığında, onu orucun ellerine teslim etti ve ona, bütün ağaçların meyvelerinden yiyebilirsin dedi, ama iyi ile kötüyü bilme ağacından yeme dedi. (Yaratılış 2:16) hatırlatmak isterim ki oruç ile ilgili bir tavsiye idi. Eğer oruç cennette o kadar önem taşıyor ise, yer yüzünde ne kadar önem taşıdığını düşünebiliyor musunuz? Eğer Adem Tanrı’nın bu tavsiyesine uysaydı, Tanrı’dan bu sözleri duymayacaktı. “Çünkü topraksın topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin”. (Yaratılış 3:19 ) Çünkü itaat etmedi ve acılara, hüzne ve ölüme katlanmak zorunda kaldı. Eğer oruca hakaret edersek Tanrı’nın gazabından nasıl kurtulabiliriz? Şunu bilin ki eğer orucu tekrim edersek Tanrı’yı çok sevindirmiş oluruz.
Oruca hakaret edildiği zaman ölüm dünyaya geldi ve oruç tekrim edildiği zaman ölüm iptal edildi. Kimden? Ninovalılar’dan. Kutsal kitap der ki. “Rab bir gün Amittayoğlu Yunusa kalk Ninova’ya, o büyük kente git ve halkı uyar diye seslendi. Çünkü kötülükleri önüme kadar yükseldi . (Yunus 1:1) Yunus Ninova halkına gidip, Tanrı’nın onlara karşı olan gazabını belirtti. 40 gün sonra Ninova kenti yerle bir olacak dedi. (Yunus 3:4) Bu sözleri duyan halk kuşkusuz Tanrı’ya iman etti ve oruca sığındı. Erkekler, kadınlar, çocuklar, köleler, yaşlılar ve bütün halk ve hatta hayvanlar bile oruç tutmaya mecbur edildi. İnsanlar ağlayarak tövbe etti, dua etti ve oruç tuttu. Bunun için daha önce oburluktan korkmamızı söylemiştim size, oruçtan değil. Çünkü oburluk ve sarhoşluk kenti yerle bir edecekti, ama sonunda oruç, insanları bu büyük faciadan ve ölümden kurtardı.
Peygamber Danyel oruçlu iken aslanların kuyusuna atıldı ve kuyudan sapa sağlam çıktı sanki kuzular kuyusuna atılmış gibi. (Daniel 6:16 )
3 imanlı ateşin ortasına atıldı ve sağ salim ateşin içinden çıktılar. (Daniel 3:19) Eğer o ateş gerçek olsaydı neden ateş yapabileceğini yapmadı? Eğer o bedenler hakiki olsaydı neden o cesedlere bişey olmadı? Nasıl? Oruca sor o sana gereken cevabı verecektir. Oruca karşı saygılı ol ve onu kucakla, çünkü oruç bizleri ateşten kurtarıyor ise, aslanların ağzından kurtarıyor ise, bizden şeytanı uzaklaştırıyor ise ve bizlere ruhsal hürriyetimizi sağlıyor ise, ona saygı göstermemek elde mi?
Bana diyorsun ki, oruç bedenimi zayıf tutuyor. Benim cevabım ise: insanın bedeni ne kadar zarar görür ise, aynı zamanda ruhu günden güne yenileniyor. ( kıyasla, korintilere 2 inci mektup 4:16 ) Bir başka açıdan bakacak olursak, orucun sağlığımız için daha yararlı olduğunu göreceyiz. Eğer bana inanmayacak olursan, doktorlara da danışabilirsin ve onlar sana daha net bir şekilde açıklayacaklardır. Oburluğun da insan sağlığına ne kadar zarar verdiğini açıklayacaklardır. O zaman oruç seni bu kadar kötülükten kurtarıyor ise ondan korkmaman gerekiyor. Bunu sebepsiz söylemiyorum, bir çok insanı oruç tutacakları için yemeğe ve içmeye daldıklarını görüyorum ve bu davranışlarıyla orucun kıymetini kaybettiklerinin kanaatına varıyorum.
Oruç tutacağımız zaman sadece, bizi ruhiyyen değiştirecek yemek ve içeceklerden uzak kalmamamız lazım. Orada bizleri bekleyen tehlikeli diğer günahlar da olabilir. Nasıl? Eğer yemeklerden uzak kalıp günahlardan uzak kalmıyorsak, eğer etten uzaklaşıp fakirlerin hayatını yiyorsak, eğer alkol ile sarhoş olmayıp şeytansal rağbetlerle sarhoş oluyorsak, eğer tüm gün oruç tutup ahlaksız şeyleri izliyorsak, bu şekilde orucumuz geçersiz olur. Vacibimiz, orucumuz nefsimizin ve ruhumuzun tazelenmesi için olmalıdır. Ve yalnız bu şartlar altında Tanrı’ya özel bir kurban sunmuş oluruz.
AZİZ ALTIN AĞIZLI YUHANNA’NIN KİTABINDAN (ARAPÇADAN) PEDER DİMYAN YAKUPOĞLU TARAFÉNDAN TERCÜME EDİLMİŞTİR
http://www.samandagortodoks.com/index.php?option=com_content&view=article&id=211&Itemid=270
Üç kardeş bizlere tövbe etmemiz için yardim eder, bunlar: oruç, rahmet ve duadır. Çünkü bunlar Mesih'teki yeni hayatta üç önemli noktadır. İmanlılar itiraftan sonra bu üç kutsal ile birleşir. Yani insan itiraf ve tövbe etmez ise, oruç, rahmet, dua ve Mesih'le birlesemez. Rab Mesih kendisi bizzat itirafı yarattı.
Mesih Ögrencilerine “kimin günahlarını bağışlarsanız bağışlanacaktır, kimin günahlarını bağışlamazsanız öylece kalacaktır” dedi. Sonuçta; oruç, rahmet ve dua üç büyük günaha karşı üç büyük silahtır. Bu üç büyük günah; kendini büyük görmek (kibirlilik), paraya ve mala tapmak ve şehvettir. Bir Hristiyan oruç tutarak şehvet ile savaşır, rahmetli olarak, para ve mal sevgisi ile savaşır ve dua ile, gurur ve kibirlilik ile savaşır. Çünkü Tanrı'nin kutsal melekleri onu her türlü kötülükten kurtarır. Diyebiliriz ki tövbe etmiş bir Hristiyan bu üç kutsal ile, çok kutsal ve yüce Tanrı'ya üçsel bir kurban sunmuş olur. Çünkü Tanrı: "..ben kurban değil rahmet isterim.." dedi. İnsan oruç ile bedenini feda eder, dua ile nefsini Tanrı’ya sunar ve rahmet ile maddi hayırlarını sunar. Bu şekilde herşeyin Tanrı'dan gelip Tanrı'ya geri gittiğinden emin olabiliriz.
İmanlı, sabırlı Eyüp'ü hatırlayalım, yaşadığı bölgenin en zengin adaméyken, şeytanén tecrübesi ile bütün varlığını kaybetti ve bir çöplükte hayatını sürdürmeye devam etti ama hep Tanrı'ya güvendi ve dualaréné eksik etmedi. En sonunda karısı gelip ona: "Tanrı olsaydı sen bu iman ile bu duruma gelir miydin?" diye sordu. Oysa imanlı Eyüp: "Tanrı verir ve Tanré alır" dedi.
Oruç tuttuğumuz zaman daha önce bahsettiğimiz gibi, şeytan lezzetlerimizle savaşır. Yani aklımıza lezzetli ve sevdigimiz şeyleri getirir. Oruç ile, günah dolu bedenimiz çok yüce Tanrı'nın Ruh'u ile birleşir ve şeytansal tüm etkileri yeneriz ve şeytansal fikirler zihnimizi terkeder. Dilimiz kötü şeylerden arınır, tembellik ve ihmallik yok olur. Oruç bedeni ruha bağlar, zihni aydınlatır, duayı güçlendirir, bizlere tövbe yolunu gösterir, korkuyu tutar ve zihni genişletir. Oruç bencilliği durdurur, Tanrısal korkuyu içimize sindirir, iyi niyetliliğin yolu, Tanrı'ya karşı olan fakirliğimizi zenginleştirir, sabrı büyütür, iyiliği çoğaltır ve kurtuluşun koruyucusudur. Oruç, bizim Tanré ile en büyük irtibatımızdır. Tanrı Mesih, çarmıha gerilmeden önce 40 gün oruç tutarak şeytanı yendi ve bize oruç tutmanın ne kadar faydalı olduğunu kanıtladı.
Tabi ki oruç hedefimiz değildir, sadece bir kurtuluş vesilesidir. Oruç tutmak Kilise'nin kutsal sırlarını ezmek değildir. Oruç tutmak Kilise'nin sırları ve Tanrı ile birleşmektir ve her bir diğerini birbirine bağlar. Oruç tutan insan elinden geldiği kadar dua etmesi ve Kilise ayinlerine katılması gerekir. Aziz Altın Ağızlı Yuhanna, orucun çok kutsal olduğunu ve sadece yemeklerden uzak kalmak olmadığını, ancak günahlardan uzaklaşmak olduğunu söyler. Aynı zamanda Aziz Büyük Basilyos: "..gerçek oruç kötülükten uzaklaşmaktır." dedi. Tanrı bizimle olsun, Amin.
Aziz Altın Ağız'lı Yuhanna'nın kitabından Ruhani Peder Dimyan Yakupoğlu taraféndan tercüme edilmiştir.Oruç doneminde ne yenir?
Oruç tutarken süt, süt ürünleri , balık ( özel günler serbest), et ve et ürünleri tüketmiyoruz. Ama deniz ürünlerinden kansız olan; kalamar , midye , karides serbesttir.
Unutulmaması gereken bir şeyde orucun bir saati yok . Oruç tam gün olarak tutulur.
Kısır, patates salatası gibi salatalar son derece besleyici ve tok tutan ürünlerdir.
Mercimek cok önemli bir besin kaynağıdır bundan salata , çorba , yada yemek yapabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken tek şey hayvansal ürün taşıyan her hangi bir yağ yada Brulyon gibi katkıları içine ilave etmemeniz.
Nohut ve benzeri tahıl grublarınıda aynı şekilde tüketebilirsiniz.
Tüm sebzeleri zeytinyağlı olarak yiyebilirsiniz.
Sabahları reçel ,domates, zeytin, salatalık gibi gruplar, tahıllı ekmekler yada kepek veya çavdar ekmeği ile kendinize bir mönü hazırlıyabilirsiniz. Müsli yemeyi sevenler süt yerine meyva suyu veya soya sutu kullanabilirler.
Cerezleri bu dönemde sıklıkla tüketmeniz yararınıza olacaktır . Kaju fıstığı , fıstık, fındık, ceviz, kuru üzüm gibi bol enerji veren şeyler ve kurutulmuş meyvaları ( kayısı elma gibi ) tüketmeniz size çok faydalı olacaktır.
Özellikle Paskalya Orucu’ndan 3 hafta önce Triyodion dönemi yer alér. Bu dönemin hedefi imanlélaré Diriliş bayramına (Paskalya’ya) hazırlamaktér. Kilise Pederleri der ki Triyodion dönemi başladı yani tövbe ve manevi mücâdele de başladı.
1.hafta: Ferisi ve Vergi görevlisi Pazaré
http://ortodokslugunsesi.blogspot.com/2009/02/ferisi-ve-vergi-gorevlisi-pazari.html
2.hafta: Savurgan Oğlun Pazaré
http://www.oodegr.com/tourkika/eortes/ProdigalSon.htm
3.hafta: Yargé Günü Pazaré
http://www.oodegr.com/tourkika/eortes/kyriaki_krisews.htm
Yargé Günü Pazaré’ndan sonra Af Pazaré kutlanér ve tam ertesi gün Paskalya Orcu başlar.
http://www.oodegr.com/tourkika/eortes/kyriaki_syggnwmis.htm
Ferisi ve Vergi görevlisi Pazaré’ndan Savurgan Oğlun Pazaré’na kadar her türlü gédalar yenir.
Savurgan Oğlun Pazaré’ndan Yargé Günü Pazaré’na kadar sadece Çarşamba ve Cuma günü tam oruç tutulur.
Yargé Günü Pazaré’ndan Af Pazaré’na kadar balék, süt, yumurta ve süt ürünleri tüketilir.
Pasklaya orucunun 40 günü boyunca et ve et ürünlerı süt ve süt ütünleri ve herhangi bir hayvansal gıda yenmez. Yağ ve yağlé yemekler sadece Cumartesi ve Pazar günleri tüketilir.