Öz Ortodoksluk doktrinleri ve emanetleri DÜNYADAKI VE TÜRKIYEDEKI HIRISTIYAN MABETLERI

 

PAMMAKARİSTOS MANASTIRI

(FETHİYE CAMİİ)

Kaynak: Kutsal Kitap ve arkeoloji-facebook

 

 

Pammakaristos İstanbul’un tarihi kiliseleri arasında en ilginç kiliseler arasında yer alır. Kilise binası aslında iki bitişik binadan oluşmaktadır. Ana bina günümüzde Fethiye cami olarak hizmet etmektedir. İkinci bina ise sonradan eklenen ve günümüzde Müze olarak hizmet eden bir mezar şapelidir ("parakklesion").

Pammakaristos manastırı 11. yüzyıla dayanan bir inşaat, fakat özellikle 13. yüzyılda yapılan geniş onarımlardan ötürü kurucu olma şerefi manastırı onaran Mikail Dukas Glabas’a geçmiştir. Mikail Glabas Bizans ordusunda komutanlık yapmış ve özellikle Bulgarlara karşı sayısız zafer kazanmış bir aristokrattır. Dindarlığı ve özellikle fakirlere yardımıyla tanınan Glabas emekliliğe ayrıldığı dönem bir rahip olmayı seçmiş ve eşi Maria Glabas ile Pammakaristos Manastırını onarmış. Kocası öldükten sonra Maria kiliseye yan mezar şapelini inşaat ettirmiş. Maria’nın ölümüyle birlikte hem Mikail hem de Maria’nın lahitleri bu mezar şapeline yerleştirilmiş. Günümüze benzersiz mozaik örneklriyle ulaşan şapel Fethiye Camii’nin müze kısmını oluşturmaktadır. Bu mozaiklerin şüphessiz en dikkat çekici olanı kubbe’de bulunan Mesih Pantokrat (Evrenin Hakimi) mozağidir. Mesih İsa Eski Ahit peygamberleriyle çevrili halde tasvir edilir. BU peygamberler Musa, Yeremya, Sefenya, Mika, Yoel, Zekerya, Ovadya, Habakkuk, Yunus, Malaki, Hezekyel, ve Yeşayadır. Her biri Mesih’in gelişiyle ilgili ayet içeren bir parşomen tutmakta. Şapelde bulunan diğer mozaiklerin çoğu Kilise Babalarını tasvir eder.

İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed’in fermanıyla Ortodoks Patrikhanesi 1455 yılında bu kiliseye taşınmış ve kilise, 1595 yılında Gürcistan ve Azerbaycan’ın fethi anısına camiye dönüştürülüp o tarihten itibaren Fethiye Camii olarak bilinmiştir. Günümüzde kuzey kilise hâlen cami olarak kullanılmakta, ek şapel ise 14. yüzyılın en güzel mozaikleri ile süslü olup, 1938-1940 yıllarında onarıldıktan sonra müze olarak Ayasofya Müzesi'ne bağlı bir birim haline getirilmiştir. Müze 2006 yılında ziyarete açılmış ve Çarşamba günleri dışında her gün merak eden gezginleri ve turistleri ağırlamaktadır. Giriş ücreti 5TL'dir.

   

13-2-2014 tarihinde yazéldé.

13-2-2014 tarihinde güncellenmiştir.

SAYFA BAŞINA DÖN