Öz Ortodoksluk doktrinleri ve emanetleri İKONALAR
 

BEYRUT’TAKİ İKONA

ARAPÇA’DAN TERCÜME EDİLMİŞTİR

TERCÜME:RUHANİ PEDER DİMYAN YAKUPOĞLU

 

 

 

Kutsal azizlerin mucizeleri çoktur. Bu haber ve mucizeleri, imanlı insanlar kiliseye taşırlar. Amaçlari ise, Tanrı Mesih'in ve Kutsal Ruh'un harcadığı çabayı kanıtlamaktır. Eski zamanlarda, Beyrut’ta meydana gelen, ilahisel ve ilginç bir mucizeyi sizlere anlatmak istiyorum. Bu mucizeyi bizlere, o zamanın metropoliti( mitran) Asanasios yazdı. Metropolitin amacı, ibadette ikonalarin ne kadar onemli olduğunu öğretmek ve ispatlamaktı. Bu ilahisel mucizede tam zamanında gerçekleşti. Çünkü tüm metropolitler, ikonalarin kullanılması için cok emek veriyorlardı. Sene M.S. 878  O zamanlarda imanlı Hristiyan bir adam Beyrut'ta bir evde kiracı olarak yaşıyordu. Daha sonra oradan ayrılıp uzak bir bölgeye taşındı. Maalesef hiç dikkat etmeyip, taşındığı evde Tanrı Mesih'in çarmıha gerilmiş ikonasını unuttu. İlahisel bir tedbir (Tanri'nin istegi) bir Yahudi’nin -bütün Hristiyanlar’dan nefret eden bir Yahudi’nin- o evde oturmasina izin verir. Bu Yahudi İsa Mesih'in çarmıha gerilmiş ikonasını görünce, arkadaşlarını eve davet edip onlarla birlikte ikona ile alay etmeye başlar. Zamanında dedelerinin İsa Mesih'le alay edip çarmıha gerdikleri gibi... Daha sonra Yahudi’nin aklına, ikonada bulunan cesede eziyet etmek gelir. Çivileri getirip, Mesih'in ellerine ve ayaklarına çakar, daha sonra sirke getirip Mesih'in dudaklarına sürer ve bütün bu şeylerden sonra, arkadaşlari ile çok gürültülü bir şekilde alkışlayarak ve kahkahalar atarak, ikona üzerindeki Mesih'in cesedini tokatlayarak, “Eğer sen Mesih isen hareket et ve buradan in ey Tanrı'nın Oğlu” diye bağırıyorlardı. En sonunda aralarından biri, ok çubuğuna benzer bir alet ile Mesih'in göğsünün alt tarafını deldi ve anında deldiği yerden kan ve su aktı. Tıpkı geçmişte Mesih çarmıhta asılıyken bir askerin                                                                                           

 O’nun göğsünü delmesi ve kan ve su akması gibi. Bu arada herkes sustu ve kahkahalar kesildi, oradakiler ağızlarını açıp şaşırdılar, oldukları yerde kaldılar ve o anda bedenlerini büyük bir korku sardi. “Bu ne?” dediler, “Rüya mi gercek mi?”.  Aralarından biri dayanamayıp dizüstü çöktü, aynen secde kılar gibi. Diğerinin boğazı kurudu, diğerleri ise korku içinde “Yücelik Tanrı’nındır” diye bağırdılar. Aralarindan biri su kabı getirdi, çünkü akan kan ve su çok şiddetli bir şekilde akıyordu. Mucizeyi duyan insanlar, bütün şehirde “Mucize oldu” diye haberi yayıyorlardı. Körler, dilsizler, felçliler ve tüm hastalar, ikonadan akan kan ve sudan sürünüp şifa buldular, o anda Tanrı’yı yüceltme sesleri çoğaldı. Bütün Beyrut halkı mucizeyi görmeye geliyordu ve Beyrut'ta yaşayan bütün Yahudiler Mesih'e iman edip vaftiz oldular. Aradan kısa bir zaman geçtikten sonra, içinde bulunan kutsal kan ve su kabını, bir manastırda yaşayan rahibe verdiler ve adı  Baribsabas idi. Rahip, kabı kimsenin bulamayacağı bir yere sakladı. Daha sonra birkaç hırsız, kabı çalıp içindeki kutsal kanı ve suyu satmaya karar verdiler, çünkü bütün hastalara şifa veriyordu. Rahibi öldürmeye karar verip, bir gece manastıra girip rahipten kutsal kanı ve suyu istediler, rahip de onlara vermeyince onu öldürüp manastırda kutsal kanı ve suyu aramaya başladılar ama ne yazık ki bulamadılar. Rahip Baribsabas'ı, Ortodoks Kilisesi şehit aziz olarak ilan etti, çünkü o Tanrı'nın kutsal kanı ve suyu için kendini feda etti. Kilisemiz her sene 15 Eylül’ de Aziz Şehit Baribsabas'ı anar. Duaları bizimle olsun, Amin.


 

 

 

10-3-2014  tarihinde yazéldé.

10-3-2014 tarihinde güncellenmiştir.

SAYFA BAŞINA DÖN