4. LUKA PAZARI 14.10.2018
(Pavlus’tan Titus’a Mektup 3: 8-15)
LUKA’NIN 5. HAFTASI
04.11.2018
(Efesliler 2:4-10)
Havari Pavlus, Küçük
Asya’da
bulunanan Efeslilere yazdığı
mektubunun bu bölümünde,
Tanrı’nın
bize hediyesi olan büyük
sevgisinden bahseder: “Tanrı bizi sevdi çünkü O, çok merhametli ve
sevgi doludur” (Ayet 4) Devamında
ilham kaynağı
olan Havari, Tanrı'nın
insana karşı duyduğu büyük
sevgiyi nasıl ifade ettiğini anlatıyor.
Bu, elbette beklenen bir sonuçtur,
çünkü
İncil
yazarı
ve Teolog olan Yuhanna'nın
bize
öğrettiği
(tasdik ettiği) gibi
“Tanrı
Sevgidir” ve “sevgi de yaşayan
O’nda yaşar.”
(1 Yuhanna 4:16).
Bu
gerçeği ruhumuzun en derin noktalarına kadar hissettik mi
kardeşlerim? Yani Tanrı’nın ilahi doğası tümüyle ve sadece Sevgi
olduğunu kavradık mi? Tanrı’nın
her eyleminin sevgiden kaynaklandığını, O’nun sevgi olmadan hiçbir
şey
yapmadığını, sadece sevgiyle yarattığı tüm dünyaya,
her
ırktan
tüm
insanlara kim olduklarına iyi ya da kötü olmalarına, kutsal veya günahkâr olmalarına bakmaksızın sevgisini bağışladığını fark ettik mi?
Bazen anne babalar
çocuklarına
“Dikkatli
ol; Bunu yaparsan, Tanrı
seni sevmeyecek.”
Ya da bazıları
bir kişi hakkında
“Tanrı
filanca kişiyi cezalandırdı.”
derler. Çok yanlış fadeler. Tanrı,
her günahımızı
gördüğünde
bizi sevmekten vazgeçip
O'nun iradesine karşı
geldiğimiz
için bizi cezalandırsaydı
vay halimize! Mezmur yazarı
şöyle
der:
“Ya
Rab, sen suçların
hesabını
tutsan, kim ayakta kalabilir?” (Mezmur 129 [130]: 3)
Kutsal
İncil'in
hiçbir
yerinde, Rabbimiz ve Tanrımız
İsa
Mesih'i bir eziyetçi
olarak gösteren
hiçbir
şey
bulamazsınız.
Tam tersine, Incil, Rab
İsa
Mesih'in büyük
günah
işleyen
insanlara karşı bile gösterdiği
sevgi eylemleriyle doludur.
İsa'nın;
Ferisilerin taşlamak
istedikleri günahkâr
kadına
karşı
tavrını
hatırlayalım:
İsa,
“Ben
seni kınamıyorum,
git ve artık
bundan sonra günah
işleme”
dedi (Yuhanna 8:11). Kaldı ki
İsa'nın
kendisi
şöyle
demiştir:
“Ben
dünyayı yargılamaya değil, dünyayı kurtarmaya geldim”
(Yuhanna 12:47).
Eğer
İsa,
bizi kurtarmak için
büyük
bir sevgiyle hareket etmemiş
olsaydı,
kurtuluşumuz
imkansız
olurdu. Biz insan
olarak,
Mesih olmadan, kurtuluşumuz
için
hiçbir
şey
yapamazdık. Havari Pavlus’un
mektubunun devamında yazdığı
gibi:
“suçlarımızdan
ötürü ruhen ölüydük”
(ayet 5).
Ölüler
hiçbir
şey
yapamaz. Fakat Mesih geldi ve ruhen ölü olduğumuz halde bize yeniden
hayatı bağışladı ve O’nun sayesinde kurtulduk. Sadece bununla
kalmayıp aynı
zamanda bizi inanılmaz
bir
şekilde
onurlandırdı.
Bizi sevdiği çocukları arasına
tekrar kabul eden Baba Tanrı,
bize Oğlu
İsa
Mesih ile birlikte Cennette oturabilme fırsatı
verdi! Peki bunu nasıl elde edeceğiz?
İnancımızla!
İsa
Mesih'e inanıp O'nun isteğine
göre
yaşamak
için
mücadele
ettiğimizde,
Tanrı
bizi Cennete çıkarır. Bizi Göksel Egemenliğinin
vatandaşları
yapar. Yeryüzünden başlayan ve Semalara kadar uzanan O’nun Kutsal
Kilisesi’nin üyeleri olarak kabul eder.
Ayrıca
Havari Pavlus'un eklediği
bir
şeyi
ele alalım.
Tanrı'nın
bize verdiği
kurtuluş,
ve bizi
çevreleyen
şan
ve onur, bizim başarımız
değil,
Tanrı'nın
armağanıdır.
Kendi
çabalarımızla
kurtarılmıyoruz;
bu yüzden
bundan
övünemiyoruz.
“İmanınız
sayesinde kurtarıldınız…
bu, Tanrı'nın
armağanıdır”
(ayet 8).
Kardeşlerim,
Kutsal Kitaptan aldığımız
ilhamdan sonra, bizlere
kurtuluş
veren büyük
sevgisinden dolayı
Tanrı'ya
teşekkür
etmeliyiz ilaveten O'na tamamen güvenmeliyiz.
Tatsız
bile olsa, bize verdiği
her
şeyi
kabul edelim. Bizi sevdiği için, her şeyi iyiliğimiz
ve menfaatimiz için
yaptığına
inanalım. Bizim açımızdan,
bir
şeye
özellikle
dikkat edelim: O'nunla sürekli iletişimde
bulunalım ve O'nun sınırsız sevgisine samimiyetle karşılık
verelim. O'nu sevelim, O'ndan korkmayalım.
“Sevgide
korku yoktur; tersine yetkin sevgi korkuyu siler atar, korku işkencedir.
”(1 Yuhanna 4:18).
Öyleyse,
Tanrı'mızı
tüm
kalbimizle, tüm
ruhumuzla, tüm
aklımızla
ve tüm
gücümüzle
sevelim (bkz. Markos 12:30).
|