Kardeşler, Rab’bimiz İsa Mesih ve Kutsal Ruh’un sevgisi adına size yalvarıyorum, benim için Tanrı’ya dua ederek uğraşıma katılın. ( Rom. 15-30 )
Aziz elçi Pavlus Romalılara bu mektubunda halktan, onun için dua etmesini istemektedir. Ve buna biz şefaat adını vermekteyiz. Ve biz kutsal azizlerimizin bizler için dua ettiklerini biliyoruz, her ne kadar yehova şahitleri, bizlerin, azizlerin şefaatlerine ihtiyacımızın olmadığını ve Mesih in bizler için Tanrı ile tek aracımız olduğunu söyleseler bile.
Bunu, aziz Pavlus’un İbranilere yazdığı bu ayete dayanarak söylüyoruz. “Bu nedenle, çağrılmış olanların vaat edilen sonsuz mirası almaları için Mesih yeni antlaşmanın aracısı oldu.” ( Ibr.9-15 ) Timosaos”a yazılan birinci mektubunda dediği gibi. Çünkü tek Tanrı ve Tanrıyla insanlar arasın da tek aracı vardır. O da insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa dır. ( 2-5 ) Ama azizlerin şefaatı bizler için fidye değildir, yani onlar bizleri kurtaran değildir çünkü Mesih te onları kurtardı. Biz azizlerin şefaatını, ruhi yada manevi nimetler için dileriz ama mübarek kılan yüce Tanrı dır. Biz onların şefaatleri ni, Tanrı nın sevdiği ( seçtiği ) oldukları için ve Tanrı nın sağında olan kuzulardan sayıldıkları için dileriz. Kutsal kitabı iyi okuyan biri, azizlerin şefaatlerinin ne kadar önemli olduğunu görür. Bunu size kanıtlamamız için sizlere Eski ve Yeni Ahid’ten misaller vereceğiz.
ESKİ AHİD:
Yaradılış 18-16,33 te hazreti İbrahim,Tanrı ya Sodom halkı için yalvardığını görürüz ve Tanrı’ yı onları mahvetmemesi için ikna etti.
Mısır’ dan çıkış 32-7,14 te hazreti Musa, Tanrı’ya, kendilerine dökme bir buzağı yaparak önünde tapınan halkı af etmesi için yalvardığını görürüz. Rab bu insanları yok etmek istiyordu lakin Musa’ nın şefaatı ile bu kararından vaz geçti.
YENİ AHİD:
Eğer Yeni Ahid”i düzgün bir şekilde okursak, Rabbimizin bizleri, sevdiklerimiz için ve hatta bize karşı kötü davrananlar için dua etmemizi buyurduğunu görürüz. Bu Tanrı’ya sunulan bir nevi şafaattır. Eğer bu Tanrı için geçersiz olsaydı, Rab’bimiz bunu bizden istemezdi. Rab’bimiz, aziz elçi Yakup’ un dilinden bizlere şunu buyurmuştur: “Bu nedenle, şifa bulmak için günahlarınızı birbirinize itiraf edin ve birbiriniz için dua edin” ( Yak. 5-16 ) Azizler temiz yüreklilerdir bunun için, duaları Tanrı katında bizim dualarımızdan daha makbule geçer, çünkü onlar denendi ve denenmeleri başarı ile aştılar ama biz yaşadıkça hala denenmekteyiz.Eğer yüzbaşı uşağının şifa bulması bölümünü okursak ( Mat. 8-5 ) Uşağın, yüzbaşı nın imanı ile şifa bulduğunu görürüz. Bu mucize, uşağın, hiç bir şeyden habere olmadan gerçekleşmiştir.
Felçli adam: Mesih, felçliyi taşıyan insanların imanını görünce, felçliye, “güven ve iman et” dedi ve onu evin damından aşağı iple indiren adamların imanına dayanarak iyileştirdi. ( Mat. 9-2 )
Aynı şekilde Mesih, genç kızı ölüler arasından diriltti, çünkü bir havra yöneticisi kızın dirilmesi için Mesih’e yalvarmıştı. (Mat. 9-18 )
Elçilerin işlerinde de, elçilerin Mesih adı ile mucizeler yarattıklarını görürüz. Aziz Petrus ve Yuhanna mabete doğru geldiklerinde orada sadaka dileyen (özürlü) adama Petrus: bende altın ve gümüş yok ama bende olanı sana veriyorum dedi. Nasıralı İsa Mesih adına yürü, sonra onu sağ elinden kavrayıp kaldırdı. Adamın ayakları ve bilekleri o anda sapasağlam oldu. ( 3-6 )Azizler, Mesih adına mucizeler yaratabilirler ve bu üzerinde durulması gereken önemli bir noktadır. Azizlerin kutredi kendilerinden değildir Tanrı’dandır. Tanrı onların elinden mucizelerin gerçekleşmesine izin vermektedir. Öyle olmasa, nasıl da Mesih bizlere, hardal tanesi kadar imanınız olsa şu dağa, buradan şuraya göç derseniz göçer: derdi? ( Mat 17-20 )
Burada azizleri öven Ortodoks dualarının farklılığını görmekteyiz. Mümin insanlar, azizlere, Mesih’e onların kurtulması için yalvarmaktadırlar.
Kutsalların dünyayı yargılayacağını bilmiyor musunuz? ( 1 Kor. 6-2 )Eğer onlar dünyayı yargılayacak ise, aziz elçi Yuhanna’nın yazmış olduğu, kutsalların duaları buhur ( tütsü ) dolu altın taslar vardı ( Vah. 5-8 ) Ve o duaları ile bizler için şefaatte bulunmayacaklar mı?
Yehova şahitleri, ölen bir azizin nasıl insallar için şefaatte bulunur diyorlar. Cevabımız ise aziz Pavlus’un dediği gibidir: “Eminim ki, ne ölüm, ne yaşam, ne melekler, ne yönetimler, ne şimdilik ne gelecek zaman, ne güçler, ne yükseklik, ne derinlik, ne de yaratılmış başka bir şey bizi Rabbimiz Mesih Isa da olan Tanrı sevgisinden ayırmaya yetecektir. (Rom.8-38)
Mesih sadukilere: ölülerin dirilmesi konusuna gelince, “Tanrı’nın size bildirdiği şu sözü okumadınız mı? dedi. Ben İbrahim’in Tanrısı, İshak’ın Tanrısı ve Yakup’un Tanrısıyım” diyor. Tanrı ölülerin değil dirilerin Tanrısı dır. ( Mat. 22-31 )Eğer Tanrı yaşayanların Tanrısı ise, o zaman azizler Tanrı’da canlı dır ve ölüm bizleri, tek kilisede beraber yaşamış olduğumuz azizlerden uzaklaştıramaz. Eğer azizlerimiz yeryüzünde insanlara şifa verip ölüleri dirilttilerse, gökyüzünde, kurtuluşumuz için Tanrıya dua etmeyecekler mi?
Mesih, Lazar’ın kardeşi Marta’ya: “diriliş ve yaşam benim dedi. Bana iman eden kişi ölse de yaşayacaktır. Yaşayan ve bana iman eden asla ölmeyecek, buna iman ediyormusun? (Yuh.11-25)
Azizler ve özellikle şehit olan azizler, Mesih’e olan imanları yüzünden katledildiler ama onlar Tanrı’nın yanında yaşayanlardır ve Mesih’in etrafını kuşatıp bizim kurtuluşumuz için şefaat dilemektedirler.
Aziz elçi Yuhanna: kuzu beşinci mührü açınca, Tanrı’nın sözü ve sürdürdükleri tanıklık nedeniyle öldürülenlerin canlarını gördüm: dedi. ( Vah. 9-6 ) Bu da, azizlerimizin Tanrı’nın yanında olduklarının bir kanıtı değil mi?
Sevgili dostlar, kutsal azizlerimizden, kurtuluşumuz ve günahlarımızın bağışlanması için şefaat dileyelim, çünkü onlar Tanrı;nın kutsalları ve her birimizin koruyucu melekleridir. Ey kutsal aziz babalarımız biz günahlı kullar için dua edin. AMİN