Öz Ortodoksluk doktrinleri ve emanetleri
ORTODOKS EĞITIM VE TERAPÖTIK

 

KOMŞU SEVGiSi

 

 

Aziz Silouane : ‘’Düşmanlarını sevemeyen ne Rabbi tanıyabilir  nede Kutsal Ruh'un tatlılığını ’’ söyler.

Bizim için Tanrının merhameti ne kadar sınırsızdır !

Bir çok güçlü ve zengin insan Rabbi ve onun çok temiz Annesini görmeyi arzulamıştır. Fakat, Tanrı zenginliğe değil alçakgönüllü cana belirir.

Niçin para ? Aziz Spiridon yılanı altına dönüştürmüştür. Bizim Rabbin dışında hiç bir şeye ihtiyacımız yoktur. Yaşamın doluluğu ondadır.

Eğer Rab bize bu dünyanın çok sayıda şeyin sırrını bilmeyi müsaade etmediyse buna ihtiyacımız olmadığındandır. Tek aklımızla tüm yaratılışı bilemeyiz.

Fakat varolan herşeyin, yerin ve göğün yaratıcısı bize onu Kutsal-Ruh yoluyla tanımayı sağlar. Aynı Kutsal-Ruh'ta Tanrı'nın Annesini melekleri ve azizleri tanırız ve ruhumuz onlar için sevgiyle yanıp tutuşur.

Kutsal-Ruh insana hem düşmanları sevmeyi hemde onlara kendi öz çocukları gibi merhamet etmeyi öğretir.

Düşmanlarına ve kilisenin düşmanlarına cehennem ateşinde işkenceler ve cehennem azabı dileyen insanlar vardır. Bunu Kutsal-Ruhtan Tanrı’yı sevmeyi öğrenmedikleri için düşünürler. Sevmeyi öğrenen tüm dünya için gözyaşları döker.

Sen şöyle diyorsun : ‘’ Bu bir katildir, gidip cehennem ateşinde yansın ’’. Fakat ben sana soruyorum : ' Tanrı sana cennette iyi bir yer verse ve kendisi için işkenceler arzuladığını görürsen ( o kim olursa olsun hatta kilisenin düşmanı olsa bile ) ona o zaman merhamet etmeyecek misin ?

Yahut demir bir yüreğin mi olacak ? Fakat cenette demire ihtiyacımız yok. Orada herkesi seven merhamet Mesih'e ve alçakgönüllülüğe ihtiyacımız vardır.

Düşmanlarını sevmeyen Tanrı'nın inayetine sahip olamaz :

Ya Rab, bize Kutsal-Ruhun yoluyla düşmanlarımızı sevmeyi ve onlar için gözyaşlarımızla dua etmesini öğret. Ya Rab bütün halkların seni tanıması ve sevgini öğrenmeleri için yeryüzüne Kutsal-Ruhu ver. Ya Rab sen düşmanların için dua ettiğin  gibi bizede Kutsal-Ruhla düşmanları sevmeyi öğret. Ya Rab , bütün halklar senin ellerinin işidir; Onları kinden ve kötülükten tövbeye yönelt ki onlarda senin sevgini bilsinler.

Ya Rab, düşmanları sevme emrini verdin, fakat inayetin bizde değilse bunu yapmak bize zor gelir. Ya Rab inayetini yeryüzüne yay ve bütün halklara senin sevgini tanımayı ve bizi bir anne gibi, hatta anneden de daha fazla sevdiğini öğret: bir anne çocuğunu nasıl unutabilir, fakat sen hiç bir zaman unutmazsın; Keza sen yarattığını ölçüsüz seversin ve sevgi unutmaz. Merhametli Rab, inayetinin zenginliğiyle bütün halkları kurtar.

Rab’be izzet olsun, keza bizi yetim bırakmadı; fakat Kutsal-Ruh'u yeryüzüne yolladı. Kutsal-Ruh cana insanlar için derin bir sevgiyi ve bütün yoldan çıkanlar için merhamet verir. Rab kaybolanlara acımıştır ve biricik Oğlunu onları kurtarmak için yollamıştır. Kutsal-Ruh aynı bu merhameti cehenneme gidenler için de öğretir. Fakat Kutsal-Ruhu almayan düşmanları için dua etmeyi istemez.
Abba Paissios Mesih'i ret eden öğrencilerinden biri için dua ediyordu. Dua ederken Rab ona görünüp şöyle dedi: 'Paissios , kimin için dua ediyorsun? Onun beni inkar ettiğini bilmiyor musun?' Fakat o öğrencisine acımaya devam ediyordu ve Rab ona şu yanıtı verdi : 'Paissios , sevginle bana asimile oldun'.

İşte barışı bu tarzda buluruz ve başka yol yoktur.

Eğer bir insan dua edip, çok oruç tutup, fakat düşmanları için sevgisi yok ise  canında barışı taşıyamaz. Kutsal-Ruh bu sevgiyi bana öğretmemiş olsaydı bundan bahsedemezdim .
İnsan kardeşini tatlılık ve sevgiyle ele almalı. Tek bir hiçlik düşüncesi uğruna bile barışı kaybederiz. Kendini kardeşinin üzerinde görmek, birini yargılamak, kardeşini sevgisiz ve tatsızca eleştirmek aşırı yemek yemek yada dua etmemek gibi tüm şeyler barışı kaybettirir.

Tüm yüreğimizle düşmanlarımız için dua etmek ve onların sevme alışkanlığını kazanırsak barış daima canlarımızda duracaktır, fakat kardeşimize kin kusup yada onu yargılarsak ruhumuz karanlıklaşacaktır ve barışı ve Tanrı’ya güvenli yaklaşımımızı kaybederiz .

 

SORU : Bir yükümlülük yerine getiren bağımlılığında olanlar itaatkar olmazsa nasıl barışı koruyabilir?

Onun için zordur. Barışı korumak için onun insanları itaatkar olmasa bile Rabbin onları herşeye rağmen sevdiğini, kurtuluşları için acılar içinde öldüğünü ve onlar için büyük bir istekle dua etmek gerektiğini hatırlaması gerekir. O zaman Rab dua edeni bereketleyecektir. Dua edenin ruhunun , deney yoluyla, Tanrı’ya güven ve sevgiyle yaklaştığını bileceksin. Ve sen kafir bir insan olmana rağmen Rab sana duanın ürünlerini tatmayı nasip edecektir. Bizlerin bu şekilde dua etme alışkanlığı olursa canlarımız derin bir barış ve büyük bir sevgi tadacaktır .

 

SORU : Bağımlı biri eğer yükseği (bağlı olduğu kimse ) kötü ve sinirli birisiyse canının barışını nasıl koruyabilir ?

Kızgın bir insan bizzat kendi kötü bir ruh tarafından provoke edilen büyük bir acı çeker. Bu işkenceyi kibirinden dolayı geçirir. Bağımlı olan ise her ne olursa olsun bunu bilmeli ve hasta canı için dua etmeli. Rab onun sabrını görerek (bağımlı olana ) günahlarının affını ve durmak bilmeyen duayı verecektir. Bize karşı günah işleyenler ve acı çektirenler için dua etmek Tanrı’nın önünde büyük bir iştir. Dönüşte Rab sana inayetini verip Rabbi Kutsal-Ruh yoluyla tanıyacaksındır ve ondan dolayı tüm büyük acıları sevinçle çekeceksindir. Rab sana tüm dünyayı sevmeyi nasip edecektir. Hararetle bütün insanlar için iyilik isteyeceksin ve kendin dua ettiğin  gibi herkes içinde dua edebilmelisin.

Fakat insan düşmanlarını yanlızca Kutsal-Ruh’un inayeti yoluyla sevebilir. Bunun için biri seni yaralar yaralamaz onun için Tanrı’ya dua et ve barışı Tanrısal inayeti koruyacaksın. Yükseğine karşı mırıldanıp onu eleştirirsen sende bizzat kendin onun gibi öfkeli olacaksın .

Tüm varlığımızla Rab’den bize tüm insanları sevme gücünü vermesini istemezsek barışa sahip olamayız. Rab biliyor ki düşmanlarımızı sevmezsek canımızda barışımız olmayacak ve bunun için bize şu emri vermiştir : “düşmanlarınızı seviniz”. Onları sevmezsek canımız zaman zaman ancak belli bir rahattlıkta olacaktır. Onları seversek barış  gece ve gündüz canımızda taht kuracaktır ...
Canında Kutsal-Ruh’ça verilen barışı koru. Kardeşine barış verirsen  Rab sana ölçüsüzce daha fazlasını verecektir. Fakat , kardeşine ceza çektirirsen canına büyük bir acı yüklenecektir.

Başkası hakkında kötülük düşünürsen kötü bir ruhun sende yaşadığının ve sana insanlara karşı kötü düşünceler esinlediğinin işaretidir. Ve eğer biri tövbe etmeksizin ve kardeşine affetmeksizin ölürse o zaman canı kendine egemen olan ham ruh’un oturduğu yere inecektir.

Bizim şu yasamız var : Sen affedersen bu  Rabbin de seni affettiği anlamına gelir. Sen kardeşini affetmezsen bu da günahın halen sende oturduğu anlamına gelir .

Rab komşumuzu sevmemizi istiyor. Rab’bin onu sevdiğini düşünüyorsan bu da demek oluyor ki Rab seninledir. Rabbin kendi yarattığını çok sevdiğini düşünüyorsan seninde bizzat kendin her yaratık için merhametin varsa ve aynı zamanda kendini insanların en kötüsü sayıyorsan bu da gösteriyor ki Kutsal-Ruh’un büyük inayeti seninledir.

Kendinde Kutsal-Ruh’u taşıyan insan, hatta doluluk içinde olmasa bile, gece ve gündüz bütün insanlar için elem çeker. Yüreği Tanrı’nın bütün yarattıkları için merhametle doludur ve özellikle Tanrı’yı tanımayan yada ona karşı duran ve bu nedenden dolayı cehennem ateşine gidecek olan insanlar için. Kendinden daha fazla onlar için dua eder, ki herkes tövbe edip Rabbi tanısın diye .

Bir çok aziz şehit Rabbi ve işkenceler sırasında kurtarışını tanımıştır. Bir çok keşiş çileli büyük başarılar yerine getirip Rabbin sevgisi uğruna zahmetli çabalara katlanmışlardır. Onlarda Rabbi tanıyıp kendilerinde yaşayan tutkuları yenmek için mücadele ederler. Tüm evren için dua ettikleri için Tanrısal inayet onlara düşmanları da sevmeyi öğretir. Onları ( düşmanları ) sevmeyen haç üzerinde ölen Rab’bi tanıyamaz. Bize kendinde izlenecek bir örnek bırakıp düşmanlarımızı sevme emrini vermiştir .

Rab sevgidir. Bize birbirlerimizi ve düşmanlarımızı sevmeyi emretmiştir ve Kutsal-Ruh bize Sevgiyi esinler. Kutsal-Ruh yoluyla Rabbi tanıyan Rabbe benzer. Aziz Yuhanna’nın dediği gibi ’’ Ona benzeyeceğiz , çünki onu olduğu gibi göreceğiz ‘’  ve onun izzetini göreceğiz.


SÜREKLİ OLARAK RABBE BANA DÜŞMANLARIN SEVGİSİNİ VERMESİ İÇİN YALVARIYORUM .

Ya Rab sen iyisin.
Merhametine tesekkür ederim:
Kutsal-Ruh’unu üzerime yaydın ve sevgini benim için tatmayı nasip ettin; Ben ki o denli büyük bir kâfirim ve canım sana senin erişilmez ışığına yükseliyor.
Sen kendini cana esinlemezsen kim senin gibi merhametli bir Rabbi tanıyabilir ki ? Can seni gördü ve yaratanını ve Tanrı’sını kabul etti.
Canım daima doyumsuzca seninle olmak istiyor, çünki onu sevginle kendine çektin ve canım seni tanıdı.
Ya Rab insan canın
én ne kadar zayıf ve günahkâr olduğunu biliyorsun ;
Fakat sen merhametli Rab cana seni sevme gücünü verirsin .
Can, düşmanların kendisinden almak istediği alçakgönüllüğü kaybetmekten korkar. Keza o zaman inayetin canı terkeder.

Dönüşte Rabbime ne vereyim?
Ben iğrencim, Rab bunu bilir, fakat canımı alçaltmayı ve komşumu hatta bana karşı günah işlediği zaman bile sevmeyi severim .
Tanrının merhameti yoluyla Tanrı ve komşu sevgisini ne olduğunu kavradım . Gece ve gündüz Rab’den bu sevgiyi istedim; Rab bana göz yaşları verdi ve tüm dünya için ağladım, fakat birini yargılayıp ona tepeden bakarsam gözyaşları tükenir ve canım ruhsal çöküntüye düşer ve yeniden Rab’den af dilemeye başlarım ve merhametli Rab ben kâfiri affeder.

Kardeşler, Tanrı’mın yüzü önünde yazıyorum. Yüreklerinizi aşağılayınız ve yeryüzünde Rabbin merhametini göreceksinizdir. Göksel Yaradanınızı tanıyıp canınız onu sevmekle doymayacaktır.
Düşmanlar için dua etmedikçe can barış bulamaz. Tanrı’nın inayetinin dua etmeyi öğrettiği can her yaratığı merhametle sever ve özel olarak insanı. Haç üzerinde Rab insanlar için elem çekti ve canı aramızdan herbirimiz için can çekişmedeydi .

Rab bana düşmanların sevgisini öğretti. Tanrısal inayetten yoksunsak düşmanları sevemeyiz, fakat Kutsal-Ruh sevmeyi öğretir ve o zaman cinler için bile merhametimiz olacaktır, çünki onlar iyilikten kopup alçak gönüllüğü ve Tanrı sevgisini kaybetmişlerdir .

Size yalvarıyorum, bir deneme yapınız. Biri size karşı günah işliyor yada sizi horluyorsa yada size ait olanı elinizden koparıyorsa veya kiliseye zulüm ediyorsa Rabbe şöyle dua ediniz : “ Ya Rab hepimiz senin yarattıklarındanız; hizmetçilerine merhamet et ve onları tövbeye döndür”. O zaman canında algılanırcasına inayeti taşıyacaksın.

Başlangıçta yüreğini düşmanlarını sevmeye zorla; Rab senin iyi niyetini görerek sana herşeyde yardım edecektir ve deneyimi bizzat kendisi seni eğitecektir. Düşmanları için kötülük düşünende Rab’bin sevgisi yoktur ve Tanrı’yı tanımamıştır .

Düşmanların için dua edersen barış  üzerine gelecektir ve onları seveceksin. Bilki büyük bir Tanrısal inayet sende yaşıyordur. Bunun eksiksiz olduğunu söylemiyorum, fakat kurtuluş için yeterlidir. Tersine düşmanlarına küfür edersen kötü bir ruhun sende yaşadığının ve yüreğine kötü düşüncelerin girdiğinin işaretidir; Keza Rab’binde dediği gibi iyi ve kötü düşünceler yürekten gelirler .

İyi insan şöyle düşünür: “ Hakikatten uzaklaşan her insan kaybına gider ” ve bunun için ona merhamet eder . Fakat Kutsal-Ruh’dan sevmeyi öğrenmeyen insan kuşkusuz düşmanları için dua etmeyecektir. Kutsal-Ruh’dan öğrenen ise tüm yaşamı boyunca kendilerini kurtaramayanlar için elem çekecektir . İnsanlar için çok sayıda göz yaşı dökecektir ve Tanrısal inayet ona düşmanlarını sevme gücü verecektir. Sen onları sevmiyorsan en azından onlara ters davranma ve onlara beddua etme. Ve bu senin için bir ilerlemedir. Fakat biri onlara beddua edip küfür ederse açıktır ki şeytan ondadır; Tövbe etmezse ölümünde cinlerin yaşadığı yere gidecektir. Rab her tür canı böyle bir talihsizlikten korusun .

Kibir bize inayeti kaybettirir ve aynı zamanda Tanrı sevgisini ve duadaki yılmazlığını da. Can o zaman kötü düsünceler tarafından hırpalanır ve kendini aşağılamak gerektiğini ve düşmanları sevme gereğini ve bu olmaksızın Tanrı’ya hoş olamayacağını anlamaz .

Sen şöyle diyorsun : ‘’ Düşman Kutsal Kilisemize zulüm ediyor. Nasıl onu sevebilirim ?

Sana şöyle yanıt vereyim : “ Senin fakir canın ne Tanrı’yı nede Tanrı’nn bizi ne kadar sevdiğini ve hangi istekle bütün insanların tövbe edip kurtuluşlarını beklediğini tanımamıştır. Rab sevgidir; Yeryüzünde cana düşmanları sevmeyi ve onlarında kurtulmaları için dua etmeyi öğreten Kutsal-Ruh’u vermiştir. İşte sevgi budur. Fakat onları eylemlerine göre yargılarsak bir cezayı hak ederler ’’

Rab bize şunu emretmiştir : Düşmanlarınızı seviniz ( Matta 5 , 44 ). Onlar kötülük yaparken özelllikle de kiliseye onları nasıl sevebiliriz  ki ?

Rab Kudüs yoluna doğru ilerlerken Samiriye’liler onu karşılamayı ret etmişlerdi. Aziz Yuhanna ve Yakup gökten ateşin inmesini ve onları yok etmesini dilemişlerdi. Fakat Rab onlara inayetle şunu dedi : ’’ Ben insanları kaybetmeye değil, fakat kurtarmaya geldim » ( Luka 9 . 54-56 ) . Böylece bizimde tek bir düşüncemiz olmalı : ‘’  Herkes kurtulsun ‘’. Can düşmanına merhamet eder ve onlar için dua eder, çünki onlar gerçeklikten uzaklaşıp cehenneme gidecektir. İşte düşmanlar için sevgi budur. Yahuda Rabbe ihanet ederken Rab onu inayetle ele aldı. Biz de kaybolan için inayetle davranmamız gerekir ve o zaman Tanrı’nın merhametiyle kurtulacağız .
Amin !

 

Türkçeye çeviren Dursun GÜRSOY

  

15-4-2013 tarihinde yazéldé.

15-4-2013 tarihinde güncellenmiştir.

SAYFA BAŞINA DÖN