O
günlerde Rab İsa Mesih havarilik makamına ilk
iki öğrencisi olan Andreas ve Petrus’u davet
etmişti. Celile Beytsayda’dan ve aynı zamanda
Andreas ve Petrus’un memleketinden olan
Filippos’u bulmuş ve ona «beni takip et»
demişti. Filippos, Rabbimizle ilk görüşmesinden
hoşlanmıştı. Rab ile arasında oluşan bu sevinçli
olayı kendi içinde tutamazdı. Natanail’e
coşkuyla koşarak O’na şöyle dedi “ Musa ve
peygamberlerin bahsettikleri kişiyi bulduk. O
Nasıralı İsa ‘dır.” Fakat tereddüt eden Natanail
Şöyle der;
“Kötü görünümlü bir köy olan Nasıra’dan iyi bir
şey çıkması mümkün mü ? Filippos ona şöyle cevap
verdi “Gel kendin gör ve ikna olacaksın.”
Filippos İsa’nın Mesih olduğundan nasıl emindi ?
Küçük bir görüşmeden nasıl ikna olmuştu.Kısa bir
zamanda Filippos ne görmüştü? Oysa hayret edici
bir mucize görmemişti. O zaman gördüğü şey neydi?
Filippos İsa’nın ışıldayan yüzünden etkilendi.
İsa’nın ışıldayan yüzü Filippos’un imanına
yetmişti.
İsa’dan duyulan mucizevi sözler O’na kalbinde
beklediği kişinin O olduğunu ıspatlamaya
yeterliydi.İsa Mesih’e bakarken O’nun farklı
olduğunu ve içinde büyük şeyler sakladığını
anlamıştı. O’nun kutsallığını ve nimetini
hissetmişti. O’nu dinlerken daha önce bu
bilgelikte hiç kimseyle konuşmadığnı anlamıştı.
İsa’nın sesi O’nun içini ısıtarak ruhunda Kutsal
hisleri doğurmuştu. İçinde görülmemiş bir coşku,
yaşanmamış bir sevgi ve kuvvetli bir iman
yaratmıştı. Öyle ki İsa’nın sevgisinden dolayı
kalbinde olan ateşi ve olayı hemen arkadaşına
iletmek istedi. Kutsal Ortodoks kilisesinde bu
olay daima böyle olur. Kilisemizin kutsal
sırlarını ve İsa Mesih’in nimetlerini yaşamış
olan imanlılar O’ndan başka kimseyi daha fazla
sevemezler. Çünkü ruhumuz İsa’nın sevgi
ateşinden yanarken ve O’nun sırsal iletişim
tecrübesiyle coşarken bu coşkuyu içimizde
tutamıyor ve bunu başkalarına iletmek istiyoruz.
Ortodoks Kilise’mizden tatmış olduğumuz ve
hayatımıza taşmış İsa Mesih’in sevgisinden
bahsedebiliriz. Öyle ki Ortodoks Kilisesi dışında
kurtuluş yoktur. Tek kurtuluş Ortodoks
Kilise’sinin manevi hayatıdır.
Natanail’in kendine doğru geldiğini gören
Rabbimiz İsa şöyle dedi :
“İşte içinde kötülük olmayan gerçek bir İsrailli!!...Kuşkulanan
Natanail: “Beni nereden tanıyorsun Rabbim” dedi.
İsa şöyle cevap verdi: “Filippos seni
çağırmadan önce incir ağacının altında gördüm” O
zaman hayranlık içinde olan Natanail şöyle dedi
“Rabbi !! sen gerçekten Allah’ın oğlusun ve
İsrail’in beklediği kralsın.” İsa ona : “Seni
incir ağacının altında gördüğümü söylediğim için
mi bana iman ediyorsun.” dedi. “Sana doğrusunu
söyleyeyim,bundan çok daha büyüklerini
göreceksin. Sizi temin ederim ki vaftizimle
beraber şimdiden göklerin açıldığını ve
Tanrı’nın meleklerinin aşağıdan yukarıya çıkarak
Tanrı’nın Oğluna ve O’nun kilisesinin hizmet
ettiğini sizde göreceksiniz.”
İsa’nın bu son sözleri Ortodoks kilisesinin
derin ve özlü anlamını açıklamaktadır.
Çünkü Ortodoksluğumuz nedir?
Sadece gerçek iman değil, fakat kutsallığın tek
kuvvetli tecrübesi olup Tanrılaşma yolunda açık
gökyüzüdür.Çünkü sadece Ortodoks Kilise’sinde
her imanlı bu açık gökyüzü tecrübesine sahip
olabilir. Bu gökyüzünü Rab İsa Mesih insan
tabiatını almasıyla açtı. Dünya’ya
gelişi,yaptıkları,elemi,dirilişi ve gökyüzüne
yükselişiyle…..
İşte bu tanrılaşma yolunu her insan İsa Mesih’in
tek gerçek Kilisesi olan yani Ortodoks
Kilise’sinde yürüyebilir. İmanlılar sadece
Ortodoksluk içinde İsa’nın nimetlerini kabul
edip O’nun bedenini ve kanını alabilirler.
Böylece Azizler ile ve meleklerle iletişime
girerek Tanrı’nın ta kendisine yakınlaştırırlar.
Kardeşlerim. Ortodoks Kilise’sinin daimi
imanlıları olarak bizde her gün açık gökleri
yaşayalım, ve bu sırrı açıkça belirtelim.
Öyle ki; Göklere giden yol: nimet, tecrübe,
Tanrıyla iletişim ve Tanrılaşma sadece
Ortodokslukta mevcuttur. Benim size kalpten
dileğim şudur ki; Bu Tanrılaşmaya dualar ve
yapacağınız ruhsal mücadele ile ulaşırsınız.
Rabbimiz Mesih İsa sizleri korusun ve kutsasın.
AMİN……