Sen ki, hayatı ve ilmi inceleyen ve bu kadar korkunç soru isaretlerinden dolayı ıstırap çeken biri olarak, Hakikatle iliskisi olan bazı noktalarda bizimle deneme ve arastırma yapmanı isteyecektik. Bize göre de Hakikat tektir ve onun adına da Ésa Mesih denir.
Çok iyi bildiğin gibi, ilmin yoluna deney denir ve her ilmî bilgi deneye dayanır.
● Çok kolay olan bir deney yapmanı tavsiye ediyoruz. Éstediğin yerden su al ve onu bir müddet için bir siseye kapat. Biyoloji ve élimden biliyoruz ki, bu su bir müddet sonra kokacak ve bozulacak.
Fakat aynı zamanda, Büyük Kutsal Su, yani Ortodoks papaz tarafından 6 Ocakta kutsanan, Ésa Mesih’in vaftiz yortusu günündeki sudan da al, onu da bir siseye kapat ve uzun zaman onu bırak. O vakit göreceksin ki, Kutsanmıs olan bu Su, ne kadar zaman kalırsa kalsın, bozulmayacak, ne kokacak ve ne de kurtlanacak!
Sana sunu da söylememiz gerek ki, 100 sene ve 300 sene öncesinden, Hıristiyanlar tarafından saklanmıs eski bina duvarları içerisinde, siselerde Kutsal Su bulunmus ve bu su son derece temiz olup sanki o saate konulmus gibidir! Tıp ilmi bize diyor ki, mikroplardan temizlenmis olan su, sadece 6 yıl dayanır ve sonra bozulur.
Bu olayı sen nasıl açıklıyorsun? Hani sen diyorsun ki “hiçbir sey” yok...eğlenmemiz lâzım. Gördüğün gibi, normal suyun bozuluyor olması, ancak diğerinin 300 sene bozulmadan dayanabilmesi, tesadüf değildir, mümkün değildir. Bütün bunlar da, bir Ortodoks papazın sade sözü ve hayır duasıyla oluyorlar.
Bazen belki aklından su düsünce de geçiyor olabilir. Dünyada su kadar dinler var, Hıristiyanlar, Müslümanlar, Budistler,Hindular vb. Hakikat kimde?
Fakat, Hıristiyanlar da bölünmüstürler: Ortodokslar, Katolikler, Protestanlar...
Diğer insanlar ne olacaklar? Sadece bizde mi hakikat? Ve yavas yavas, bu mantık yolu, önce süphenin karanlık sokaklarına ve sonunda da imansızlığın kanalına götürebilir. Ancak biz, teorik bir cevaptan öte – simdi burada yeri değil – sana sunları tavsiye ediyoruz:
● Eğer, Ortodoks Énancı için, Gerçeğin önemli bir mesele olduğuna
inanıyorsan, Paskalya’da, Kudüs’e bir seyahat etmeni tavsiye edecektik.
Orada, kendi gözlerinle, devam eden bir mucizeyi göreceksin. Kutsal Isık merasimini.
Koskoca asırların geçmis olmasına rağmen, bu mucize devam ediyor. Her sene, Kutsal Isık, Kutsal Mezarda, ilâhî bir güçle kendi kendine tutusuyor. Élim, Teknoloji ve Mantık bu olaya hiçbir açıklama veremiyorlar. Su da biliniyor ki, mucize, bir tabiat üstü olayıdır ve herhangi bir arastırma kabul etmez. Orada, bu büyük olayı yakından görmek için, Dünya’nın her yerinden binlerce ziyaretçi hazır bulunuyorlar. Kutsal Isık göründüğü anda, simsek gibi, güvercin gibi veya uçarak gidip sönük kandilleri yakıyor. Veya, Hıristiyanların mumlarını, onlar çok uzak oldukları halde, onları ansızın yakar. Élk göründüğünde mavi renkte, alısılmıs renkten farklı. Élk üç dakikada Kutsal Isık yakmıyor. Onu yüzüne, saçlarına değdirebilir ve de hiçbir zarar görmeden ellerinle tutabilirsin.
Papazlar onu sakallarına koyar ve sakalların ates almadığını görürsün! Fakat, tüm bunlardan önce, Ortodoks Patrik, Yahudi polisler tarafından iyice arandıktan sonra, Kutsal Mezar’a girer, Kutsal Isık’ın inmesi için dua eder. Tasvir ettiğimiz gibi göründükten sonra, Patrik, 33 tanelik bir demet mum yakar ve onları inananlara verir. Ancak sunun da altını çizmek gerekir ki, Kutsal Isık, sadece Ortodoks Patrik tarafından tutusur! Baska mezhep ve dinlerin temsilcileri, kaç sefer yakmak istemislerse de, Kutsal Isık yanmamıstır!
Bu, Kutsal Isık olayı, çok kisiyi düsündürmüstür ve sonunda da onları Ésa Mesih’e ve Hakikate inanmaya götürdü.
● Keza, Sina Dağı için sana sunu da söylemek isterdik. Orada, Sina kayalıklarında, Musa peygamberin yanan böğürtleninin çizilmis resimlerini bulacaksın. Herhangi bir tası kırdığın vakit, tasın iç kısmında, Musa peygamberin böğürtleninin kazılmıs biçimini göreceksin. Yine, Yenisaret gölünde yasayan “yayın balığının” basının üzerinde (derisinin altında), Seria
Nehri’nde Ésa Mesih’in vaftiz edilisi durumunun çizilmis seklinin var olduğunu sana söylemek isterdik!
● Görebileceğin baska bir mucize, Kudüs’teki Agios Savas manastırında meydana geliyor.
Orada, kesisler öldükleri vakit, bedenleri donmuyor, ne kaskatı oluyor, ne de, ölülerde meydana gelen kokma olayı meydana geliyor. Onları mezarlara toprağa gömmüyorlar. Onları oldukları gibi, sadece bir odaya koyuyorlar.
Orada odada, ne kokusuyorlar, ne de çürüme esnasında bedenleri
kurtlanıyor. Orada akıl almaz bir biçimde, bedenleri yavas yavas eriyor ve sadece çıplak kemikleri kalıyor.
Bu olayı sen nasıl açıklarsın?
● Aynaroz’daki Éviron Manastırı’na gidecek olursan, orada Meryem ana kandilinin, ilâhî bir güçle kıpırdadığını, bununla da, Yunanistan’da veya dünyada kötü bir seyin olacağına haber verdiğini göreceksin. Bu hareketler günler sürer. Nitekim, Ékinci Dünya Savası öncesi, 1974’te Türklerin Kıbrıs’a girmelerinden evvel ve daha birçok defalar meydana gelmistir.
● Peloponisos’ta ve Tripoli’ye yakın bir yerde, Panagiyas tis Malevis Manastırı’nda bulunan çok eski bir Meryem ana ikonasından, esrarengiz bir biçimde ve devamlı olarak Kutsal Yağ çıkıyor. Bu Kutsal Yağın kalitesi son derce iyi ve koku da çok uzun süre kokmaya devam ediyor.
Bu Kutsal Yağın güzel kokusu alısılmısın dısında bir sey olup, kokma süresi de çok yıl devam eder. Oysa, en kuvvetli kokular bile 48 saatte buharlasıyorlar. Élim, bu olayı açıklamakta çaresiz kalıyor. Kaç defa, Panagiyas tis Malevis Kutsal Yağını, Yunan ve yabancı üniversite kimya laboratuarlarında incelemeğe kalkısmıslarsa da, bu incelemeler, hiçbir tatmin edici cevap verememislerdir.
Bu kokuyu nerede buldunuz? Bu soruyu, Kutsal Yağı, Bulgaristan’a kimya analizi için götüren, ancak, onun Kutsal Yağ olduğunu orada söylemeyen, bir Yunanlıya, bir Bulgar kimyacı sormustur. Bunun Kutsal Yağ olduğunu kendisine açıklayınca da, Bulgar kimyacı saskınlıktan susup kalmıstır!
Bu Kutsal Yağ
mucizeler yaratıyor. Ağır ve tedavisi mümkün olmayan
hastalıklardan hasta birçok insan, örneğin, beyinde,
boğazda, kanda ve karında kanser olanlar, bu Kutsal
Yağ’dan koydukları anda hemen sağlıklarına kavustular!
● Hios’ adasında, Agiya Markella’nın sehit olduğu deniz kıyısında
meydana gelen bir mucizeden sana bahsedecektim. Orada, papaz, Azizenin Duasını (Agiya Markella) okurken, deniz suyu, sanki ates varmıs gibi kaynamaya, buhar ve hava kabarcıkları çıkarmaya baslıyor. Dua bittiği anda ise, kaynama durur ve su tabiî durumuna döner. Éstersen, git gör.
● Bunlar, bazı yıktırılamayan Ortodoks Mabetleridirler. Bu Kiliseler,
yıktırılmağa kalkıldığında, yıktırmayı saskınlık yaratır biçimde etkisizlestirdiler.
Birçok durumlardan bir tanesi de, Bulgaristan’da, Sofya’nın merkezî yerlerinden bir tanesinde bulunan Agiya Petka (Paraskevis) Kilisesidir.
1963 yılında Bulgar yetkilileri, yolu genisletmek için engel olan Kiliseciğin yıkılması kararını almıslardı. Yıkım ekibi hazırlanıp, dozer Kiliseciğin yanına gider gitmez, makinesinde bir seyi kırıldı ve dozer durdu.
Çok defa onu yıkmağa tesebbüs ettiler, fakat her seferinde, dozerler ona yaklasamadan kırılıyorlardı! Bu arada, bu sirketin sorumlusu, olup bitenleri öğrendi, ancak tüm bunlar kendisine saçmalık geliyordu. O zaman kızdı, bağırmağa basladı ve kiliseciği yıkma kararıyla dozeri kendi kullanarak ve küfür ederek, hızla üzerine doğru yürümeğe kalktı. Ancak onun duvarına
yaklasmazdan evvel makinesi kırılıyor ve otomatik olarak durur. Ansızın kendisi de ÖLÜ bulunur. Aynı anda öldü!
O zaman, doğaüstü bu olaydan dolayı, herkesi bir korku ve dehset
kapladı. Devamla, bu karsı çıkılamaz gücün karsısında, tek yapabilecekleri sey, yıkım emrini iptal etmek ve onu geri almak oldu. Böylece, Kilise bu güne kadar yıkılamamıstır.
Sofya’ya bir seyahat, yukarıda anlatılanları doğrular.
● Kudüs’ün Thovor Dağı’nda, her sene olmakta olan büyük bir mucize de, Metamorfoseos Yortusu gecesinde, - 6 Ağustos - ısıklı bir bulut belirir, Manastır bölgesini kaplar ve bütün gece o bölgeyi aydınlatır. Yortu bittiğinde ise, bu ısıklı bulut kaybolur. Bunu, gidip görebilirsin.
Simdi son zamanlarda, Ortodoks Kilisesi alanında, mucizeler ve
doğaüstü olaylar o kadar çokturlar ki, seninle irtibat kurmak için seçtiğimiz bu araçta onları saymak yeterli değildir. Mamafih biz, Hakikati tanıman için ve o da Ésa Mesih ve onun Ortodoks Kilisesi ki, bu kadar sistematik bir biçimde, ısrarla onunla savasılıyor, hırpalanıyor ve de saklanıyor. Bu durumda sana yardım edebilmek için kendimize düsen çabayı gösterdik. Bir ruhani kisiyle herhangi bir irtibata geçmek, hayatında kılavuz ve destekçi olarak istiyorsan, onu bulmakta gecikmeyeceksin. Sen yeter ki iste ve Allah sana yardım edecek.
Her neyse, bugünkü olaylardan bakılırsa, gördüğün gibi isler zor ve bir Dünya Savası insanlığı tehdit ediyor. Tövbe etmemiz, günahlarımızı çıkarmamız ve hayatımızı değistirmek için Allah bize önceden haber veriyor. Çünkü, Allah’ın Hiddeti, kızgınlıkla, insan neslinin inancı terk etmesinden ve günahlarından dolayı, insanı cezalandırmaya geliyor.
Éncil’in Vahiy Kitabı’nın, son kitabında, bölüm 16: 8-9’da yazıyor, büyük kavurucu sıcakların olduğunu, insanların kavrulduklarını, bunlar da, pisman olacakları yerde, onlar günahkâr faaliyetlerde bulunarak Allah’a küfür ediyorlardı!
Bu son soru, seni özellikle düsündürmesi gerek. Vahiy Kitabı’nı yazan Aziz Éoannis (Ermis Yahya), 2000 sene öncesinden, kavurucu sıcakların meydana geleceklerini, yahut da Çernobil faciasının olacağını nasıl biliyordu?
(Vahiyler Kitabı 8: 11) veya televizyonların olacağını (Vahiyler Kitabı IA´9) ve bugün meydana gelen bir sürü olaylar...
Yol birdir. Allah’ın bizden istediği Énanç ve pismanlık, ve hayatı
değistirmekle Allah’a hamdolsun «GEL DE GÖRESÉN». (Éoannis 1: 47).