Aziz Athanasios İ.S. 297 yılında Mısır’ın İskenderiye şehrinde dünyaya geldi. Doğduğu dönemde yaşadığı bölgeye egemen olan kral Maksimianos'tu ve tam bir hristiyan düşmanıydı, ardından da Maksiminos kral oldu. Küçük yaşta, ailesi sayesinde, hristiyanlığı iyice tanıdı ve Tanrı’ya tüm kalbiyle bağlandı. Yaşı büyüdükçe yaşıtlarıyla oynamak yerine büyüklerle oturup ruhsal konuları konuşmayı tercih etti. Aziz Athanasios bilgili bir insandı. Kutsal yazıları dikkatlice okurdu. 18 yaşına vardığında Kutsal Kitap’ın bir çok bölümünü ezbere biliyordu. O zamanlar genç Athanasios'u İskenderiye Patriği yanına çağırmıştı. Patrik genç Athanasios'un temiz kalbini ve kişiliğini gördüğü zaman hemen onu Diyakoz yaptı. Diyakoz Athanasios o zamandan sonra sürekli Üçlü Birlik'ten bahseden kitaplar yazmaya başladı. Ayréca putperestlerin sahtekarlığını ve yalancılığını açıklayan kitaplar da yazdı. O'nun bu kitapları sayesinde bir çok kişi yalnış yolda olduğunu anlayarak vaftiz oldu.
O zamanlar İskenderiye’de yeni bir tarikat ortalığı ayağa kaldırmıştı. Arion adında bencil ve kendini bilmez bir din adamı Mesih İsa’nın Tanrı olmadığını ama O'nun yalnızca Tanrı’nın yarattığı bir varlık olduğunu savunuyordu. Halkı bu söyletisiyle kolayca kandırıyor kendisine taraftar topluyordu. Bu durum üzerine Büyük Konstantin soruna bir çözüm bulmak için hemen Ekümenik Konsil yapılmasını istedi. Böylece İ.s. 325 yılında 318 tane piskopos İznik’te toplandılar. Bunların arasında bugün aziz olarak andığımız Nikolaos, Markellos ve Spiridonas’ta bulunmaktaydı. İskenderiye Patriği bu konsile kendisi katılamayınca diyakozu olan Athanasios’u gönderdi. Konsil başladığı zaman Arion ve taraftarları öğretilerinin sonuna kadar arkasında duracaklarını belirttiler. Bunun üzerine genç diyakoz Athanasios sözü alarak Ortodoksluğun gerçek olduğunu kanıtlayarak Arion ve taraftarlarının sahtekarlığını ortaya çıkardı. Ortodoks kilisesinin haklı çıkması ile konsil kısa bir süre içerisinde sona erdi. Aradan bir yıl geçtikten sonra İskenderiye Patriği vefat etti. Bunun üzerine Athanasios’u seven ve ona güvenen halk onu kendilerine yeni baş olarak seçti. Arion tarikatı taraftarları Diyakoz Athanasios'un Patrik olduğunu öğrendikleri zaman bu olaya çok kızdılar ve Patrik Athanasios'u küçük düşürmek için sürekli bir hatasını arama çabaséna giriştiler. Ancak her hareketleri boşa gitmekteydi çünkü Patrik Athanasios haksızlığa ve yanlışa ödün vermeden yaşamaktaydı.
Bir gün Arioncular kopmuş bir kol alarak sınır dışı edilmiş olan Arsenios adındaki bir adamın kolu olduğunu ve bunun Patrik Athanasios tarafından kesildiğini savundular. Bu yüzden Tiru Konsili'nde Patrik Athanasios mahkum sandalyesine oturacaktı. Konsilden bir gece önce Arsenios Patrik Athanasios’un yanına gelerek ona şunları söyledi:
- Azizim benim sınır dışı edilmiş olmamdan dolayı buraya gelemeyeceğimi zannediyorlardı. Ancak ben sana yardım etmek için buradayım!
Ertesi gün Patrik Athanasios'un yargılaması başladığında, Arion taraftarlarına hala suçlamaya devam edip etmedikleri sorulduğunda onlar suçlamaya devam ettiler.
Patrik Athanasios sordu;
Hala o kolu benim kestiğime inanıyormusunuz?
Evet bu kolu sen kestin!
O sırada Arsenios içeri girerek herkese sağlıklı olduğunu gösterdi ve böylece Patrik Athanasios, sahtekar Arion taraftarlarının yalancılığını ortaya koydu.
Patrik Athanasios ile baş edemeyen saygısızlar başka bir neden daha bularak Patrik Athanasios'u tekrar suçladılar. Günahkar bir kadına para veren saygısız Arioncular onun gidip herkese Patrik Athanasios'un kendisiyle günahkar işler yaptığını söylemesini istediler. Kadın Konsile giderek tarikatçıların ona söylediklerini yaptı. Kucağında bir de bebek tutmaktaydı. Bir kez daha Patrik Athanasios yargılanmayı ve yalana karşı koymayı kabul etti. Onunla birlikte bu haksızlığa dayanamayan Timoteos adında bir papaz da yargılamaya gitti.
Timoteos kadının yanına giderek ona:
Bu çocuğun benim olduğunu söyleyip beni suçluyorsun öyle mi?
Kadın Timoteos’un Patrik Athanasios olduğunu zannederek O'na:
Evet bu çocuk senin ve benim hayatımı mahvettin!
Bunu görenler kadının yalan söylediğini anlayarak Patrik Athanasios'u bir kez daha serbest bıraktılar.
Patrik Athanasios kısa bir süre sonra kralın düşmanı olduğu gerekçesiyle krala şikayet edildi. Kral Büyük Konstantin buna inanarak O'nu 336 yılında Fransaya sürgün etti. İki yél sonra Kral Konstantin vefat ederken son isteği Patrik Athanasios'un sürgünden geri dönmesi idi. Daha sonra tahta Oğlu Konstantin geçti. Halk bu olaydan çok memnun bir şekilde yollara çıkarak Patrik Athanasios'u karşıladı.
Ancak Arioncular bir kez daha kurnaz bir plan hazırladılar. Arioncular Patrik Athanasios'un Tiru Konsilinde Patriklik'ten kovulduğunu duyurdular ve Patrikliğe Arioncu Griogorios’u getirdiler. Grigorios genç bakire kızların dövülmesini, Tanrı korkusuyla yaşayanların hapse atılmasını ve kendisinden şikayetçi olanların cezalandırılmasını emretti. Böylece Patrik Athanasios bir kez daha sürgün edildi. Bu seferki sürgün mekanı Roma idi. Üç yıl sonra dönemin Roma Kralı Konstandas Sardiki şehrinde sürgünde bulunan Patrik Athanasios konusunda ne yapacağına karar vermek için Konsil toplanmasını istedi. Patrik Athanasios bu konsilde suçsuz bulunarak Arioncu Patrik Grigorios ve papazlarını kovdu.
Aziz hemen memleketine dönerek orada O'nu çok seven ve her zaman destekleyen halkı tarafından sevgiyle karşılandı.
Aradan bayağı bir zaman geçtikten sonra Tanrı korkusu bilmeyen Sirianos adında bir komutan beş bin askeriyle beraber Aziz Teona kilisesine saldırdı. Orada Patrik Athanasios yüzlerce dindarla berabar gece ibadetinde bulunmaktaydé. Acımasız askerler bir çok inaçlı kişiye işkence yaptı bir çok kişiyide hapse attı. Patrik Athanasios mucizevi bir şekilde kiliseden çıkarak hristiyan bir kadının evine saklanmayı başardı. Patrik Athanasios bu olaydan sonra üç kere daha sürgün edildi ve böylece on beş yıl daha memleketinden uzak yaşamak zorunda kaldı. Patrik Athanasios sürgündeyken bile bir çok kez acımasız askerler tarafından saldırıya uğradı ancak Tanrı’nın ve halkın yardımıyla bunlardan kurtuldu. Tahta Ualis çıktığı zaman halk Arioncuların Patrik Athanasios’a haksız şekilde saldırmalarından dolayı ayaklandı. Kral bu olaydan korkarak Patrik Athanasios'un İskenderiye halkına iade edilmesini emretti. Böylece Patrik Athanasios bir kez daha halkına geri dönerek haklılık için savaşmaya devam etti. 46 yıllık Patriklik görevinden sonra temiz ruhu ve bedeni 76 yaşında yaşamaya son vererek vefat etti. Aziz Athanasios günü Kilise’miz tarafından 18 Ocak’ta anılmaktadır.