Azize Teodora, Paflagonia bölgesine ait bir köydendi. Ancak, Tanrı’ya bağlı olan Teodora’nın ailesi Marinos ve Teoktisti küçük yaşta İstanbul’a yerleştiler. Teodora daha küçük yaştan, Tanrı’ya olan sevgisi ve kibarlığıyla dikkat çekmişti. O zamanlar, İ.s. 829 - 842 yılları arasında krallık yapan Teofilos, Bizans imparatorluğu'nun kralıydı. Evlenmeye karar verdiği zaman, memleketin en güzel kızlarını saraya davet etti ve bunların arasında göze çarpan iki kızdan birtanesi Teodora öteki ise Kasiani idi. Kral en iyi olanını seçecekti. Hatta Kasiani’yi denemek amacı ile ona şunu söyledi :
- Siz kadınların yüzünden dünyaya bütün bu kötülükler geldi... (Kral bu sözlerle Havva'dan bahsediyordu) ve bunun üzerine Kasiani krala bütün güzelliklerin de kadınlardan geldiğini söyledi. (Kasiani bu sözleri ile Mesih İsa’yı doğuran Meryem Annemiz'den bahsediyordu). Bu cevabı duyan egoist Kral, Teodora’yı kendine eş olarak seçti. Bu olay üzerine Kasiani rahibe oldu ve Ortodoks Kiliseler'de her Kutsal Salé gűnű söylenen o muhteşem ilahiyi yazdı. Diğer yandan , Teodora kraliçe oldu.Kral Teofilos ikonalara karşı olan bir insandı ve bu yüzden hristiyanlara ikonalara dua etmemeleri ve onlara buhur yakmamaları konusunda yasak getirdi. Bu yetmiyormuş gibi bir de ikona karşıtı dönemin Patriği İoannis Grammatikos ile iş birliği yaparak, ikonalara inanan ve onlara değer veren herkesi, kendi inaçları doğrultusunda lanetlediler. Hatta onların adına ikona tapınanları adını verdiler. Devamında Teofilos bütün Hristiyan Kiliseleri'nden ikonaların çıkartılmasını emretti. Her kim onlara saygı ve hürmet göstermeye devam ediyorsa, onun cezası sürgün, hapis hatta ve hatta ölüme kadar varabiliyordu. Bütün bunlara rağmen Tanrı sevgisi ve korkusuyla yaşayan Teodora, kocasının yasaklarına önem vermeyerek ikonalara saygı göstermeye devam etti. Akşamları odasına gittiği zaman bu ikonalardan bazılarını gizlice çıkarıyor ve onlara dua ediyordu. Ancak bir çok seferinde Krala yakalanma tehlikesi geçirdi ve hepsinde de Tanrı’nın yardımı ile son anda kurtuldu. Zaman geçtikçe Teodora’nın tam 5 çocuğu oldu. Adları Tekla, Anna, Anastasia, Pulheria, Maria ve Mikail idi. Çocuklarına babalarından gizli bir şekilde dua etmeyi ve ikonalara saygı ve hürmet göstermeyi öğretiyordu. Bir gün Teodora çocuklarını yanına alarak, annesi Teoktisti'nin yanına gitti. Orada ikonaları alarak kızlarının başlarına değdirdi. Bunu yaptıktan sonra ikonaların temsil ettiği azizlere ömür boyu saygı duymalarını, çünkü azizlerin bir ömür boyu Tanrı’yı kutsadıklarını onlara anlattı. Saraya döndükleri zaman babaları kızlarına nasıl vakit geçirdiklerini sordu. Büyük kızları konuşmadılar ancak en küçük kızı Pulheria masum bir şekilde bütün olanları babasına anlattı ve o günden sonra anneannelerini görmeleri yasaklandı. Kralın ikonalara karşı vermiş olduşu savaşın 12. yılında kral çok kötü bir biçimde hastalandı. Boğazı nerede ise erimek üzere idi ve kral ölüm ile burun buruna geldi. Gece Teodora, Meryem Ana'yı ruyasında gördü. Meleklerle berabar zalim kocasına vurmaktaydılar. Bu olay üzerine üzülen Teodora, Mesih İsa’nın bir İkonasını alarak hasta olan kocasının üzerine koyup Tanrı’ya, onu bağışlaması için tüm kalbiyle dua etti. O yakınlarda boynuna ikona takmış olan birisi vardı. Kral onu gördüğü vakit ikonayı alarak öpmeye başladı ve şunları söyledi :
- Ben ki bunca yıl ikonaları ve hristiyanları kovaladım durdum...şimdi onların beni kovalama sırası.
O anda mucizevi bir şekilde kral iyileşti, boğazı düzeldi ve eski sağlığına kavuştu. Kralın ölümünden sonra tahtın sahibi oğlu Mikail idi, ancak yaşı sadece üç olduğundan, tahta annesi Teodora geçti. Bunun üzerine hemen bir konsil düzenleyerek ikonaların ve hristiyanların karşıtlarını yargıladı ve hemen ardından patrik İoannis'i tahtından indirerek yerine Aziz Metodios’u getirdi. Azize Teodora hristiyanları hapisten kurtardı. 16 şubat 842 yılında birçok piskopos, papaz ve binlerce kişi İstanbul Aya Sofya Kilisesi'nde bir araya gelerek İkonaları kiliseye geri koydular. Ellerinde mumlar ve ikonalarla bütün kiliselere yeni baştan azizlerimizin ikonalarıyla doldurdular. Aradan 120 yıl geçti, o gün kilisemizin Ortodoksluk Pazarı olarak tayin edildi. Kraliçenin Vardas adında bir de kardeşi vardı, ancak o, yeğenini annesine karşı kışkırtıyordu. Bunun nedeni ise, krallığın ekonomisini, Teodora’nın elinde bulundurması idi ve yeğenine annesinin paraları kendisi için almak istediğini söylüyordu. Böylece küçük kralı, annesini ve kızkardeşlerini rahibe olarak göndermesi için ikna etti. Cesur Teodora hayatının sonuna kadar, kızları ile bir manastırda dua ederek ve oruç tutarak yaşadı, Tanrı’ya her zaman bağlı kaldı. 11 şubat 867de gözlerini dunyaya yumdu. Vardas’ın sonu ise gerçekten çok ilginçti. Yeğeninin emri ile 866 yılında öldürüldü. Mikail ise Makedonya kralı tarafından, Vardas’ın ölümünün 10 yıl ardından öldürüldü. Azize Teodoranın vucudu ise hiç bozulmamış bir şekilde bulundu. Vucudu muhteşem bir koku saçıyordu.Naaşı, önce İstanbul'daki Azize Anastasia kilisesine kondu . Ancak İstanbul’un Fethinden sonra Yunanıstan’nın Kerkira adasına nakledildi. O şimdi inaçlıların ve dertlilerin yardımcısı. Azize'nin yortusu kilisemiz tarafından 11 Şubat'ta kutlanmaktadır.