Aziz Haralambos’un doğup büyüdüğü yer Ege bölgesinin Magnisia (bugunkü Manisa) kentidir (İ.s. 90). Ailesi canları pahasına Mesih İsa’ya inanmaktaydılar, çünkü o dönemde krallar Mesih İsa’ya inananları ölüm ile cezalandırırlardı. Buna rağman daha genç yaşında Haralambos Papaz olup bölgesindeki Putperestlere Hristiyanlığı öğretmeye karar verdi. Aziz bunu yaparken kimseden korkmamaya karar vermişti. Aziz oruç, dua ve hayır işleriyle 113 yaşına kadar yaşadı. O zamanlar o bölgenin hakimi taş kalpli zalim Lukianos idi. Bu kişi bölgesinde Hristiyan olduğunu öğrendiği imanlı insanları zaman hemen tutuklatıp ölene yada dinlerinden vazgeçirene kadar işkence yaptırıyordu. Lukianos Azizin Mesih İsa’yı halka duyurduğunu öğrendiği zaman tutuklanıp huzuruna getirilmesini emretti. Zaman kaybetmeden çok yaşlı olan Haralambos’u , zalim Lukiansos’un karşısına getirdiler.
Lukiansos : - Neden Mesih İsa’yı halka duyurup ta bildiğimiz ve eskiden zamanlardan beri taptığımız tanrıları yargılıyorsun ? İşkencelerden korkmuyor musun ? dedi.
Haralambos : - Sizin sahte putlarınız ne hareket edebilir nede konuşabilirler. Ama Mesih İsa tek ve gerçek olan Tanrı’dır. Ona her kim inanırsa büyük mucizeler yaratabilir. Biz Hristiyanlar ölümden korkmayız çünkü biz savaşta cesurca ölmek isteyen askerlere benzeriz . diye cevap verdi.
Lukianos , Aziz Haralambos’un bu cesur ve kusursuz savunması karşısında sinirlenerek azizin bedeninin ve yüzünün demir tırnaklarla yüzülmesini emretti. Aziz işkencelerden acı çekeceğine Tanrı’ya şükür ediyordu. İşkencecilerden Porfirios ve Vaptos bunun bir mucize olduğunu anlayarak onlar da hemen Mesih İsa’ya inandılar. Efendi hemen bu ikisinin kafasının kesilmesini emretti ve bu iki cesur adam memnuniyetle İsa adına ölmeyi kabul ettiler. Lukianos’un yanında bulunan Lukios adında bir putperest putlara yemin ederek azizi işkenceleriyle korkutacağını söyledi. Hemen tırnaklara sarılarak azize zarar vermek için saldırdı ama o anda büyük bir mucize gerçekleşti. Zalim adamın elleri koparak azizin üzerinde asılı kaldılar. Bölge sorumlusu bunu gördüğü zaman nefret içinde azizin yanına giderek suratına tükürdü. Ama bir kere daha Tanrı mucizesini gerçekleştirdi.
Lukianos’un boğazı ters döndü ve azizin sırtına doğru bakmaya başladı. Bu olaydan çok korkan iki zalim adam hemen azizden özür dilemeye ve onları iyileştirmesi için ona yalvarmaya başladılar. Yumuşak ve insansever aziz Haralambos Tanrı’ya dua ederek bu iki adamın iyileşmesini sağladı. İkisi de iman edip azizi serbest bıraktılar. Daha sonra azizi evinde sık sık ziyaret ediyorlardı.
Azizin yaşadığı yerde sık sık mucizeler gerçekleşmekteydi. Bütün bu mucizere tanık olan bölge sorumlusu Roma’ya giderek herşeyi ifadesine yazarak imparatora anlattı. İmparator , Mesih İsa’ya inanacağı yerde hemen bir kaç asker göndererek azizin sırtına çiviler çaktırdı ve onu karşısına getirtti. Daha sonra askerler azizin sakallarına bir ip bağlayarak onu acımasızca çekmeye başladılar. Aziz , imparatorun yanına vardığı zaman imparator , azizin ölene kadar yakılmasını emretti. Tanrı bir kez daha sevgili kulunu yalnız bırakmayarak ateşi söndürdü ve aziz sanki hiç bir şey olmamış gibi sapasağlam ayakta durudu. Bunun üzerine imparator , azizin yanına yaklaşarak:
- Duyduğuma göre ölüleri diriltebiliyormuşsun ! dedi.
Aziz Haralambos: - Bunu yalnızca Mesih İsa yapabilir ! dedi.
İmparator : - Eğer gerçekten Tanrın varsa ondan şu içine şeytan girmiş olan adamı iyileştirmesini iste ! diye cevap verdi .
Aziz hemen dua ederek içinde Şeytan’ı barındıran adamın Şeytan’dan kurtulmasını sağladı. İmparator Mesih İsa’ya hayran kalarak :
- Şimdi de bu ölmüş olan genci dirilt ! Diye emretti.
Aziz ,Tanrı’nın isminin yüceltilmesi için uzun bir süre dua etti ve ardından genci diriltti. Ancak imparator çok bencil bir insan olduğundan azizin sakalının yakılmasını ve ardından taşla çenesinin kırılmasını emretti. Mucizevi bir şekilde ateş azizi yakmayarak etraftakilere saçıldı ve onları yaktı.
İmparatorun sabrı tükenmişti artık. Azize bağırıp küfür etmeye başlayıp ,
- Senden korkmuyorum İsa, yere in de seni yeneyim ! diye bağırdı !
O anda çok büyük bir deprem oldu ve göklerde şimşekler çaktı.
O anda imparator ve Krispos adında bir kişi havada asılı kaldılar. Korkudan titremeye başladılar ve yere inemedikleri zaman korkudan :
- Tanrı’nın azizi bizi affet. Tanrı’na söyle bizi burdan indirsin ve bende onun isminin tüm şehirlerde yüceltilmesi için emir vereceğim ! dedi .
Bunlar olurken imparatorun kızı Galini azizin yanına gelerek babasına merhamet etmesi için yalvardı. Aziz kızın bu isteğine uyarak Tanrı’ya dua etti ve Tanrı’nın cezalandırması sona erdi. Genç ve temiz Galini azize teşekkür ettikten sonra ona :
- Bende senin Tanrı’na inanıyorum. Bir rüya gördüm bana açıklamanı istiyorum.
- Bir gün çok güzel bir bahçede babam ve bölge sorumlusu ile beraber olduğumu gördüm. Bahçenin sorumlusu ikisini kovarak yalnızca beni bahçenin güzelliklerinden faydalanmam için içeri girmeme izin verdi.
Aziz hemen Galini’ye o mekanın cannet olduğunu ve bekçininde Mesih İsa olduğunu söyledi. Adamların kovulma nedenlerinin ise gerçekten yaptıklarına pişman olmadıkları için olduğunu söyledi.
İmparator hiçbir şey olmamış gibi azize dönerek :
- Putlara adakta bulun yoksa seni işkenceye tabi tutacağım ! dedi.
Aziz bunu red etti. İmparator hemen azizin bağlanmasını ve bütün şehirde sürüklenmesini emretti. Kralın kızı babasının bu davranışına üzülerek babasından vaftiz olmasını istedi. İmparator bunun üzerine kızından putlara adakta bulunmasını istedi.
Galini putların arasına girdiği zaman şunları söyledi:
- Eğer gerçek tanrılarsanız benim yapmak istediğim şeyi neden durdurmuyorsunuz ?
Galini yere 36 tane put heykel devirdi ve hepsi paramparça oldu. Bunu öğrendiği zaman ustalara emir vererek yepyani putlar getirtti. Ertesi gün kızını alarak ona:
- Bak kızım görüyor musun tanrılarımız gerçek ve dirildiler !
Azize babasının hain planını anladı ve ona şunları söyledi:
- Senin sahte tanrıların ölülerden dirildikleri gibi canlılardan ölecekler !
O anda çok büyük bir deprem oldu ve putlar yerlere düşerek paramparça oldular ve böylece putperestler çok utandılar. İmparator put tapınağının darmadağın olduğunu gördüğü zaman nefret içerisinde:
- Lanet olasıca Haralambos kızım senin yüzünden Hristiyan oldu !
Kral hemen askerlerine azizin günaha düşmesi için günahkar bir kadına götürülmesini emretti. Tanrı orada da kulunu yalnız bırakmadı. Aziz zorla götürüldüğü eve girdiği anda bir tahtaya dokundu ve o anda tahtanın üzerinde değişik renkte ve çeşitte çiçekler çıkmaya başladı. Kadın bu mucizeyi gördüğü anda azize evinden uzaklaşmasını yalvardı. Aziz kadına korkmamasını ve Mesih İsa’ya inanmasını söyledi. Ertesi gün herkes toplanarak mucizeyi görmeye gittiler ve herkes Tanrı’nın gücüne inanarak vaftiz oldular. Olaydan haberdar olan bölge sorumlusu imparatordan Haralambos’un öldürülmesini istedi.
Böylece hiç vakit kaybedilmeden azizin başının kesilmesi emri verildi. Azizin kafasının kesileceği yere giderlerken aziz yolda diz çökerek dua etmeye başladı.
O sırada göklerde Mesih İsa meleklerle görünerek şöyle seslendi :
- Cesur ve inançlı insan benden ne istersen iste , arzuladığın herşeyi vereceğim.
- Hayatımın efendisi senin emrine uyacağım ve senden bir şey isteyeceğim. Benim şehit olmamı kutlayacak ülkelerde ve mekenlarda ve bedenimin bulunacağı yerlerde açlık ve hastalık olmasın her zaman barış olsun !
- İsteğin yerine gelsin !... diye bir ses duyuldu ve Mesih ortadan kayboldu.
Askerler azizi öldürmeden önce aziz bedenini huzur içinde Tanrı’ya teslim etti. Daha sonra Galini azizin bedenini alarak gömdü. Bugün azizin bedeninden parçalar manastırlarda bulunmaktadır. Azizin yortusu kilisemiz tarafından her sene 10 Şubat’ta anılmaktadır …
Apolytikion. Ton 4.
Mesih’in Kilisesi’nin sarsılmaz bir sütunu ve tüm dünya için her zaman parlayan bir kandil olarak açıklandın, bilge Haralambis. Şehitlik sayesinde dünyada parladın ve putların karanlık çılgınlığını yok ettin kutlu Şehit ve bu nedenle Mesih’e cesaretle yalvar da kurtulabilelim.
Kontakion. Ton 4.
Doğudan bir ışık gibi doğdun ve mucize yıldırımlarıyla imanlıları aydınlattın, Piskopos ve Şehit Haralambis; bu nedenle senin iman dolu mücadeleni onurlandırıyoruz.